BİZİM insanımız peşinden koştuğu insana inanmak, güvenmek ister.
Bu inanç ve güven bizim toplumuzda kolay yitirilecek bir haslet değildir.
Şark usulü bir toplum düzenimiz olduğu için kolay terk etmeyiz.
İnancımızı yitirmek istemeyiz.
Hatta hatta son ana kadar savunmacı, koruyucu bir tarzla öne çıkartıp iş başına getirdiklerimizi kurda kuşa yem etmeyiz.
O nedenledir ki ülkemizde özellikle genelde iktidar değişimleri bir hayli uzun süreçlere gebedir.
Yerelde bunun biraz aksi gibi görünse de seçim zamanına kadar olan kan kaybı sahiplenme güdüsüyle yerini yine desteğe çevirebilir.
31 Mart yerel seçimleri biteli bu ay sonu itibariyle 8 ay olacak.
Hem kısa hem de uzun bir zaman…
Umut vaat edecek gelişmeler halkın opsiyon süresini genişletirken ilgisizlik, çözümsüzlük görüntüleri ise bir karamsarlık havası yaratıyor.
Şu an belediye ve başkan adı vermek istemiyorum.
Birçoğu yeni isimler…
Yanlarına da kendilerini yönlendirecek başka yeni isimler aldılar.
Hem belediyeciliği hem yönetmeyi hem çevrelerini tanımaya çalışıyorlar.
Bu konuda en büyük şanssızlık, her yeni gelenin ilk ayları hatta seneleri öğrenme süreci olarak tüketmesi.
Bu arada elbette işlerin iyi yürümesini hedefliyorlar.
Geçmişin yanlışlarından arınmaya ve bir daha tekrarlanmamasına kafa yoruyorlar.
Kıt kanaat bütçeleriyle hizmet üretmeye çalışıyorlar.
Buraya kadar tamam ama iş geliyor halk kitlelerinin bireysel ve toplu sorunlarında tıkanıyor.
Dürüst olacağım diye ketum olmaya yöneliyorlar.
Titiz davranacağız diye kitaba, kurallara boğuluyorlar.
Oysa halk çözüm ister.
Kolaylık bekler.
Hep kitaba bakarak değil sahaya inilerek doğrunun tayinini ister.
Bu ara bu konuda çok şikâyet alıyorum.
Bazı sorunlarının halli için belediyeye müracaat edenler düz duvara tosladıklarından söz ediyorlar.
Anlayış değil, köstek gördüklerini ifade ediyorlar.
Ve umutla getirdiklerinin umutsuzluk saçmalarından dolayı karamsarlığa düştüklerinden dem vuruyorlar.
Daha da önemlisi, verdikleri oydan pişman olduklarını ve bir daha asla aynı oyu kullanmayacaklarını, ne yazık ki sadece 8 ay sonra çok net ifade edebiliyorlar.
Dedim ya belediye ve başkan adı vermem şu an.
Ama bir türlü dikiş tutturamayıp, gerek personel seçiminde gerekse yönetimlerinde istikrara sağlayamayan başkanlara etraflarına şöyle bir bakıp acilen tedbir almalarını şiddetle öneririm.
Arzu eden cevabını alacağından şüphe etmeden “Ben miyim” diye arayabilir.