ÜLKEMİZ siyasetine yeni bir parti katıldı.
A Parti (Anahtar Parti), kuruluş amacını anlatmak ve teşkilat çalışmalarını geliştirmek için bugünlerde sahada.
Kentimizde de bu çalışmalar hem yerelde yürüyor, hem de genel merkezin katılımıyla gelişme çalışmaları hızla devam ediyor.
Geçen hafta perşembe günü il yöneticileri seviyesinde bir ziyaretle tanıştık kendileriyle…
Cuma günü ise farklı bir yaklaşım sergiledi, A Parti.
Bu kez Parti Genel Sekreteri Nihal Ağca ve Kurucular Kurulu Üyesi Sezgin Gümüş ziyaret etti Gazete Gerçek’i…
Hanımefendiyi yeni tanıyoruz elbette.
Ziyaretin bizim için önemli kısmı, Kurucular Kurulu’nda yer alan bir dönem de Samsunspor Başkanlığı yapmış Sezgin Gümüş kardeşimizin bizimle olmasıydı.
Nihal hanım, Meral Akşener döneminde İYİ Parti Genel İdare Kurulu’nda da görev alan deneyimli bir siyasetçi.
Hem ülke siyaseti hem de yerele yaklaşımında deneyimli bir siyasetçi olduğu mesajını verdi.
Sezgin Gümüş kardeşimiz ise anlamlı bir mesajla girdi sohbetine;
‘Ülke siyaseti için yeni bir yol açmak için yola çıkıyoruz!’
İçerik olarak güzel ve anlamlı bir mesajdı anlayana…
Önemli olan bu hedefe ne kadar yaklaşacakları ve ülkem insanı için gerçekten yeni bir yol açıp, açamayacakları?
Bunun içinde zamana ihtiyaçları var.
Dün genel başkanlarının toplantısına da katıldım sevgili Sezgin Gümüş’ün özel davetine icabet etmek amacıyla.
Yavuz Ağıralioğlu, deneyimli bir siyasetçi haliyle.
Konulara hakim.
Çözümlere de…
Konuşmalarında da bunu belli ediyor.
Ama söylemlerle, eylemler birbirini tutacak mı,
Bekleyip, göreceğiz elbette.
--------------------------------------------------------------------
UCUZ YENİLGİ!
SAMSUNSPOR’u içeride, dışarıda yorumlamak inanın çok kolay.
Çünkü önce fark etmiyor.
Deplasmandayım diye Samsunspor takımı bir endişe hissetmiyor.
Birbirini iyi tanıyan, oyunun her anında dinamik ve fizik gücü yüksek futbolcularıyla kora kor bir oyun anlayışını tercih eden.
Defansta da, ofansta da beraber oynama alışkanlığını sergileyen bir takım Samsunspor…
Süper diye niteleyeceğimiz bir oyuncusu var mı, sorusunun cevabı: ‘Hayır!’
Ama görev anlayışını benimsemiş bir on bir ile doksan dakika sahada mücadeleyi ilke benimsemiş bir takım var.
Bu takım gol yemez mi?
Yer elbette.
Başakşehir karşısında da ilk yarıda bir gol yedi.
Golü atan, gol krallığında başı çeken biri Piatek…
Böyle bir adamı hangi pozisyonda olursa olsun demarke vaziyette kendi başına bırakırsan golü yazar.
O da öyle yaptı.
Bir duran topta Samsunspor defansının en çok dikkat etmesi gereken ve yüzde yüz markaj uygulaması gereken oyuncu olmasına rağmen, uyudular ve golü atmasına seyirci kaldılar.
Ama yedikleri gol bozmadı Samsunsporlu oyuncuları.
Mücadeleye devam ettiler.
Kazandıkları her topu rakibin etkili sahasına taşımaya devam ettiler.
Gol atmak içinde her türlü varyasyonu denediler.
Ama kanatları istedikleri gibi kullanılamayınca, sonuca ulaşmayı başaramadılar ilk kırkbeş dakika sonunda…
İkinci yarıya iştahlı başladı kırmızı beyazlılar…
Neredeyse tek kale oynadılar diyebilirim.
Ama unuttukları bir şey, biri vardı yine;
Golcü Piatek…
Yine boştu.
Yine markajsızdı.
O da kendinden bekleneni bir değil iki defa yaptı.
Bu maç için söylenecek çok şey yok aslında.
Orta sahada geçiş oyununu mimari Emre cezalıydı.
Holse bu maç için oynamayı askıya kaldırmıştı.
Ntcham’ın aklı sanırım Beşiktaş’tan aldığı teklifte kalmış ve bu maça icabet etmeyi unutmuştu.
Ama Başakşehir’de görevini unutmayan golcü Piatek vardı.
O da görevini layıkıyla yerine getirdi.
Samsunspor bir deplasman maçında kaymak gibi bir hakem, Çağdaş Altay’a rağmen yoklar çok olunca…
Oyuna girenler, çıkanları aratınca…
Yenilgi ucuz,
4-0 bayağı ağır olurken,
Sonuç, ayakları yere basmanın erken gelen ihtarı oldu.