CHARLES Darwin geçen yüzyılda insanlarla maymunların atasının aynı olduğunu ileri sürmüş ve dünyayı karıştırmıştı.
Bu tartışma hala sürüyor.
Ama Darwin'in bu iddiası yanlıştı, daha doğrusu eksikti.
Çünkü şimdi anlaşılıyor ki atalarımız maymun filan değil, düpedüz mikrop!
Yeni keşfedilen bu atamızın, içimizdeki kötülükle ilgisi yok.
Bilim adamlarına göre, yeryüzünde yaşam, bir mikrop türü olan bakterilerle başladı.
O eski karanlık çağların bakterileri, şimdiki bakterilerden pek farklı değildiler.
Daha sonra bu bakteriler çeşitli nedenlerle evrime uğradılar.
Yaşam gittikçe karmaşıklaştı, farklılaştı, çeşitlendi ve zenginleşti.
Evrim insanın ortaya çıkışına kadar sürdü...
National Geographic Dergisi'nde yer alan Richard Monastersky ve Lou Mazzatenta'nın araştırmasına göre; Hale-Bopp kuyruklu yıldızı üzerinde geçen yıl yapılan incelemeler bilinmeyen birçok şeyi ortaya çıkardı.
Yapılan araştırmalarda kuyruklu yıldızın su, formaldehid, hidrojen siyanid gibi amino asit yaratabilecek bir içeriğe sahip olduğu anlaşıldı.
Amino asitler de yaşam için elzem olan protein blokları.
Bunun üzerine kuyruklu yıldızların milyonlarca yıl önce genç dünyaya çarptığı sırada ilk yaşayan organizmaların ortaya çıkmasını sağlayacak reaksiyonlara yol açtığı düşünüldü.
Üç milyar yıl boyunca yaşam devam etti.
Ama bu çok sakin bir yaşamdı.
Gerçi bazı çeşitlenmeler olmuştu ama o uzun yıllar içinde hiçbir yaşayan organizmanın boyutu, Streptococcus adı verilen, bugün de var olan ve birçok hastalığa yol açan bir bakterinin boyutundan farksızdı...
Harvard Üniversitesi’nde Paleobiyolog olarak çalışan Andy Knoll durumu şöyle açıklıyor:
“Bugün yaşayan her şeyin atası, bildiğimiz bakteri. Hep maymunlardan geldiğimizi düşündük. Ama hücrelerimiz aslında bakteri dünyasından geliyor!”
Bu yazdıklarım literatürlere geçmiş tezler.
Dünyanın ve insanlığın varoluşuna ait böyle çok tez var.
Bunlardan birisi, uzayın derinliklerinde yaşayan ve son derece gelişmiş teknolojiye sahip mikrobiyolojik canlıların bizi gelişimimizi izlemek üzere dünyaya bir süreci izlemek bıraktıkları yönünde.
Bizi bırakanların zaman zaman bize ayar vermeleri de son derece normal.
Belki korona da bu ayarın bir parçası.
Ne kadar geliştiğimizi kontrol edip belki sonra yakamızı bırakacaklar.
Bu yazdıklarımı okuyup sakın ola inançlarımızı sorgulamayın.
Eve tıkıldığınız günler boyunca sıkılan ruhunuza bir genişlik getirmek için Bilim Kurgu bir yazı yazayım istedim.
Siz siz olun bu illetten kurtulmak için tıp insanlarımızın önerilerine kulak vermeye devam edin.
Sağlıklı günlerde buluşmak ümidiyle…