“TAHSİL CEHALETİ ALIR, EŞEKLİK BAKİ KALIR” sözünü söyleyenin yedi ceddine rahmet…
Mekanı cennet olsun.
Bu söz geçmişten bugüne ne güzel bir mirastır.
Tabii anlayana!
Adam olmak hakikaten ayrı bir vasıf.
İyi aile terbiyesi almakla girer insanoğlu bu yola…
Sonra iyi bir tahsil…
Sosyalleşmek…
Toplum adamı olmak…
Büyüdükçe küçülmeyi bilmek…
Tevazuu bir hayat sanatı bellemek…
Böbürlenen insan kibir sahibi olur.
Kibir nedendir?
Mayası ekşi olan büyümeyi kaldıramaz.
Zira geldiği, getirildiği yer olmadan boş bir çuval gibidir.
Ayakta duramaz.
Nasıl o çuval dik duramazsa ona benzeyenlerin bir makamı temsil etme hakkı kazandıklarında dik durabileceklerini düşünmeyin.
Yetki, güç hoş bir sedadır.
Çarpar karşı dağlara, yankılanır.
Döner tokat gibi vurur ve kaybolur.
Yani gerçek güç ve saygınlık;
İnsanın özündedir.
Karşısındakine duyduğu saygıdadır.
Hoşgörü ve vefadadır.
Çünkü hem kısa, hem uzun olan bu hayatın her kesitinde sahibine lazımdır.
Neler, kimler gördüm bu yaşamın sayfalarında…
Kaf dağlarında gezerken hayat yeliyle sürüklenenleri…
Bir çöp gibi buruşturularak atılıp, unutulup gidenleri...
Etraflarını saran kalabalıkların terk ettiğinde sudan çıkmış sıçan gibi ıslananları…
Yani,
Güç sahibiyken saygılı,
Tevazu sahibi ve ihtisasınız ile kabul görüyorsanız.
O güç sizi terk ettiğinde hak ettiğiniz vefayı görüyorsunuz.
Kendiniz için ‘Adamdı’ dedirtebiliyorsunuz.
Ama kibrin bedeninizi sarmasına engel olamıyorsanız unutulup gidiyor ve asla adam sınıfına giremiyorsunuz.
Edecek kelam çok.
Ama müsaade ederseniz yıllar önce yazdığım ve bir makam sahibinin, ‘Müsaade ederseniz bu deyimi çerçeveletip, koltuğumun arkasındaki duvara asmak istiyorum’ dediği bir tanımla bitireyim;
“MAKAM İNSANI KOLTUK SAHİBİ YAPAR SADECE. ADAM OLMAK İSE BAŞKA BİR ŞEYDİR!” N.S.