BENİM canım milletim dolar düşünce bayram yaptı.
Davul, zurna çaldı...
Göbek attı.
Öyle ya, her şeyin müsebbibi dolardı.
O düştüyse her şey tamamdı.
Düz mantıkla her ne varsa paranın karşılığında, o da nasibini alırdı.
Öyle olmadı tabii…
Mesela elektrik tarifeleri düşmedi.
Su düşmedi.
Doğal gaz düşmedi.
Kiralar düşmedi.
Pazarda, markette etiketler düşmedi.
O kadar çok düşmeyen şey varken birde baktık herkes raflardaki etiketlerin peşine düştü.
Aslan zabıtalar aldıkları talimatla tek tek kontrol ettiler etiketleri…
Neye göre bilmem ama pahalı gelenleri kayıt ettiler.
Ceza da yazmışlardır herhalde…
Kim yaptı kontrolü ve kim yazdı cezayı?
Suyu, elektriği, doğal gazı hala gerilemeyen fiyatlarla ödeyen, belki de ödeyemeyen zabıtalar...
Terekler bugün dolmamıştı ki!
Toptancıdan alınan faturalar beklendiği gibi dolara uymamıştı ki...
Bu demek değil ki, aramızda fırsatçılar yok.
Allah ne verdiyse garibana giydiren yok!
Elbette varlar ama işin tek sorumlusu etiket uygulayanlar değil ki…
Her şey almış başını giderken…
Çarşı pazar el yakıyorken sadece etiketler bizi kurtarmaz ki...
Şöyle bir çıkın bakın etrafınıza.
Neler oluyor neler…
Cebindeki 4 lirayı sadece ulaşıma verip akşama kadar aç gezen öğrenciler...
Siftah etmeden akşamı edenler…
Sattığını yerine ikmal edemeyenler…
Doğal gazı anahtarında sıkılacak yer kalmadan idare edenler…
TV ışığında akşamı geçirenler...
Şimdi biz bu gerçekleri bırakmış kurtuluşu etiketlerde bulmuşuz.
Kontrolsüz hayat elbette olmaz ama adres yanlış.
Asıl kontrol edilmesi gerekenler piyasayı dar edenler…