CUMARTESİ sabahı telefonum çaldı ve uzun uzun konuştuk.
Aslında biraz mahcuptu sesin sahibi…
Organize ettikleri anlamlı etkinliğine beni davet etmek ancak telefonundaki tesadüf bir yanlış uygulama sonucu aklına gelmişti.
Üzülmemesini söyledim telefonda…
Davet edildiğimde elbette icabet etmeye çalışır ve öncelik veririm ama bir katkımın olmayacağını düşünerek beni akıllarına getirmeyenlere de gönül koymam.
Önemli olan aramaktır.
Önemli olan hatırlamaktır.
Yeter ki, toplu mesajların içine adımı dahil ederek her yere koşarak gideceğimi düşünen siyasetçilerden olmasınlar!
Neyse lafı uzatmadan gelelim sesin ve davetin sahibine…
Adı, Birsen Yörük Çalışkan.
Devletten emekli olmuş ama hayattan değil!
İnsan hayatını ilgilendirecek müteşebbis girişimlerin odağında bulunan bir hanımefendi.
Çocuklar bu odağın en başında bulunuyor.
Onları yeniden hayata döndürecek ve bağlayacak çalışmaların hep içinde olmuş Birsen hanım.
Bu teşebbüs ve gayreti herkese sevdirmeye, herkesin bu hayrın içine çakmaya çalışıyor.
Elbette kendine özgü bir siyasi görüşü var.
Bu görüşü yaptığı hayra katmadan yürümek yolunu seçmiş.
Ama siyasi görüşünden ötürü yoluna taş koyanların olmadığını söylemek pek mümkün değil onun için.
Bu konuya girmek istemem.
Bir hayra destek verecekseniz onun toplumun ne kadar hayrına olup olmadığına bakmalısınız.
O nedenle, iyi niyetle sürdürülen bu çabaları takdir etmemek mümkün değil.
Bu çabalardan sonuncusu Atakum Yalı Kafe önünde düzenlenen ve yerel yönetimce desteklenen “Kök Hücre ve Kan Bağışı Kampanyası” idi.
Cumartesi günü kendi programımı gerçekleştirdikten sonra Gazete Gerçek muhabiri kardeşim Tolga Birgücü ile birlikte gittim kampanyanın gerçekleştirildiği yere…
Başta Birsen Yörük Çalışkan, Havva Karabulut hanımefendileri kutlayıp biraz sohbet ettim.
Kampanyalarının başarılı geçmesini diledim.
Orada kalmamı arzu ettiklerini biliyorum ama kendilerine de söyledim:
“Makamların cazibesine kapılarak sürekli görülmeyi alışkanlık haline getirmek yolunda olanları her daim görmek gibi bir heves ve alışkanlığım hiç olmadı…”
Son 40 yılda o kadar çok makam sahibi geldi geçti ki…
Onların gittiği yerde biz “Abi” kimliğimizle kalıp, devam etmeyi başardık.
Ve her yeni günde toplumun yararına çalışmaya hedef ve vazife olarak kabul eden yüreklerle yürüyerek ve alkışlayarak...
Sayın hanımefendiyi bu duyarlılıkta olan nadir insanlardan biri olarak yeniden kutluyor ve başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.