GEÇEN gün kendi aramızda sohbet ediyoruz.
Konu Atakum sahilden açıldı.
Ben de 60'lı yılların sonunda keyfini yaşadığımız sahili anlattım biraz…
Tertemiz bir deniz…
Altın gibi şimdikinin üç katı genişliğinde bir kumsal…
Bulvar yok o zaman…
10 metrelik Bafra Şosesi var.
Beş tane dolmuş çalışıyor şehir merkezine…
Şoförler bizi, biz onları tanıyoruz.
Nereye baksan yeşil…
Nereye baksan ağaçlık alan…
Şimdi büyüdük şehir olarak.
Ama aklımız kısaldı.
Kentleşmeyi betonlaşmak, medenileşmeyi kirletme belledik.
Hiçbir yer kalmadı ki insanoğlunun eli, kiri değmesin.
Belediyeler ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar ama eğitimsiz insanoğlu ile baş etmek mümkün değil.
Yıllar önce sahil ile ilgili bir yazı yazmıştım.
Kadın, erkek her kim kullanıyorsa sahili ellerinde çekirdekler öyle dolaşıyorlar.
Yesinler kimsenin bir şey dediği yok da kabuklarını yere atmasalar demiştim.
Ertesi gün Büyükşehir Belediyesi'nde ilgili daire başkanı hanımefendi arayıp teşekkür etti; bir de bir anısını anlatmıştı bana…
Sahildeki oturma banklarını yanına vatandaş çekirdek yediğinde kabuklarını atsınlar diye kovalar koymuşlar.
Bir bakmış iki hanımefendi bankta oturuyor, bir taraftan da çekirdek çitliyorlar.
Kabuklarını da ayaklarının dibine atıyorlar.
Dermiş ki, "İyi akşamlar afiyet olsun. Bakın sizin için çöp kovaları koyduk, çerez kabuklarını atasınız diye. Onları kullansanız olmaz mı?"
Kadın, “Sen ne diyorsun. Benim en büyük zevkim çekirdek çitleyip kabuklarını yere atmak” demez mi!
Bu toplumdan temizlik, itina bekleyeceksiniz öyle mi?
Beklerseniz, hayal görmekle eşdeğer olur.
Geçenlerde bir dost telefon açıp yine aynı konuda serzenişte bulundu bana.
Deniz kenarına, kumun üzerine masa kurup her şeyi de kuma atıyormuş vatandaşlar…
Kim onlar?
Bizim eğitimsizler işte!
Belediye ne yapsın?
Her vatandaşın başına bir zabıta dikecek halleri yok!
İnsanın içinde olmayınca…
Temelden eğitim noksanlığı olunca…
Yapılana da sahip çıkmayınca…
Ne bu şikayetler biter!
Ne de bu düşüncesizler!
Yıllar önce nasılsa bugün de aynı.
Aynı tas aynı hamam!
Değişen bir şey yok, olmayacak da...