KENDİ sağlığını kendine emanet edemeyen insan başka kime güvenir, emanet eder bilemiyorum.
Allah onlarsız bırakmasın dediğimiz doktorlarımız bir yere kadar medikal tedavilerle bizi ayakta ve hayatta tutabilir.
Ondan sonrası bize kalmış.
Tedaviye uymak, sadık kalmak…
İlaçları zamanında almak…
Gereken tedbirleri alarak sağlığını garanti altında tutmak artık kişinin kendi yapabilecekleri arasında.
Kovid sürecinde de aynen böyle…
Uzun süre sağlıkçıların önerdiği önlemlere uyarak sağlığımızı korumaya çalıştık.
Evden çıkmadık…
Maske taktık…
Çıktığımızda kalabalık yerlerde bulunmaktan kaçındık…
Mesafeye uyduk…
Bunları yapmayan olmadı mı?
Oldu elbette!
Bırakın bu tedbirleri, aşı sıraları geldiği halde aşılarını yaptırmamakta direnenleri duymadık mı, yakın çevremizde…
Neyi düşünerek inatlaştılar sağlıklarınla anlamak mümkün değil.
Birçoğu aşı işe yaramıyor diye kendini kandırdı.
Çoğumuzda önerilen tedbirlerle alay ettik adeta.
Sokaklar, toplu yerler hala bunun kanıtı.
Herkes iç içe…
Kuru kalabalıklar neye hizmet ettiğini bilemeden mikroba davetiyede…
Kapanmalıydık, kapanamadık.
Neden olduğunu biliyoruz elbette ama kişi olarak bizde dik duramadık.
Buna rağmen vaka sayısında ülke birincisi konumuna ulaşan Samsun’da bir azalış mevcut.
Bunu daha önce yetkililer belirtmişti.
İnanmakta tedbirliydik yine de…
Şimdi görüyoruz ki sayılarda bunu söylüyor.
Düşüşe geçen iller arasında şu anlık yerimiz.
Ama bazı fotoğrafları görüyorum.
Orada ben varım, siz başkaları…
Kalabalıklar içindeyiz.
Hal böyleyken…
Vaka sayıları az da olsa azalırken.
“Hastalığa meydan okuyan bu kafalarla başarabilir miyiz” emin olun bilmiyorum.
Bilemiyorum!