EĞİTİM ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Ahmet Şen imzasıyla bir düzeltme metni gelmiş gazeteye.
Ayrıca bana da aynı metni yollamış sayın başhekim…
Gazetede yer alan haberin gerçeği yansıtmadığını ifade etmeye çalışıyor sayın başhekim.
Güzel, elbette kendinizi ve hastanenizi savunacaksınız.
Bu sizin en tabii hakkınız.
Ama bu savunmayı ya da açıklamayı gazeteden size müracaat ettiklerinde yapsaydınız daha iyi değil miydi?
‘Meşgulüm’ dediniz, telefonla görüşmeyi kendinizce uygun görmediniz.
Başhekimin gönderdiği metin, gazetede yayımlanacaktır elbette.
Ama takıldığım bir iki yere ayrıca değinmek isterim.
İşçilerin sözleşmelerine aykırı çalıştırıldıkları iddiasına karşılık diyor ki, sayın başhekimimiz;
“2014 yılında uygulanmaya başlanan alım şeklinden kaynaklanan mağduriyet malum gazete tarafından bugün yaşanıyor gibi gösterilmiştir.”
Bakın 04.03.2021 tarihli köşe yazım da ben ne diyorum;
Bir kardeşimiz, “Abi, yazdığınız köşe yazısından sonra polis merkezine yapılanları duyduk. Bizimde Eğitim ve Araştırma Hastanesi yemekhanesinde bazı sorunlarımız var. Bizim için de bir köşe yazısı yazar mısın? Belki bize de bir el atarlar” dedi.
“Haberci kardeşlerim önce konuyu yerinde bir incelesinler. Sonrasında bende köşe yazısıyla katkıda bulunurum” deyip, Gazete Gerçek Haber Müdürü kardeşim Tolga Birgücü’yü aradım.
Kendisinden konuyu yerinde inceleyip, varsa soruna vakıf olmasını ve haberleştirmesini rica ettim.
O da gerekli inlemeyi yapıp, edindiği istihbarat neticesinde gazetenin 3 Mart 2021 tarihli nüshasında “Ölü Bile Taşıttılar” manşeti ile bir haber yapıyor.
‘Bugün taşıyoruz’ demiyorlar ama geçmişte taşıdıklarını ifade ediyorlar.”
Şimdi sayın başhekimin, ‘Geçmişte taşıttılar’ ifadesini, ‘bugün yaşanmış bir olay gibi algılanmasını’ nasıl izah edeceğiz, söyler misiniz?
Bak sayın doktorum, senin için çok güzel şeyler söylendi bana ama sen hiç de söylendiği gibi davranışlar içinde değilsin.
Ben hayatım boyunca hep ‘üzüm yemek’ derdinde, derdini anlatamayan ve bana ihtiyacı olanların yanında ve sesi oldum.
Yaşadığım kadar yaşayacak halim yok.
Ne tehditten korkarım, ne zulme boyun eğerim.
Haklı sensen, senin yanında…
Yok değilsen, ezilenin yanında olurum.
Önünde belli ki uzun hizmet yılları var.
Bir büyüğün olarak sana tavsiyem, diyaloga açık olman ve hiçbir kapıyı kapatmamaya dikkat etmendir.
Zira kapanan bir kapıyı yeniden açabilmek, inan çok zor oluyor.