DÜN çevresel ve gürültü kirliliği yaratan bir şantiye ile ilgili bir yazı yazmıştım.
Kentimizin gülen yüzü Atakum her yönüyle disiplinli ve örnek olması gereken bir ilçe…
İşgücü yaratan insanların bu özelliğini elbette takdir ediyorum ama kendileri mutlu olurken çevrede ve insanlarda yarattıkları huzursuzluğa da hakları olmadığını düşünüyorum.
İnsan yaşamının olduğu gibi kurumsal faaliyetlerinde bir kuralı var.
Hepimizin de o kurallara uymak mecburiyeti…
Yazım bu konudaki hassasiyetimle ilgili idi.
Aynı hassasiyeti göstererek konuya eğilen ve gerekli talimatları veren Atakum Belediye Başkanı Sayın Cemil Deveci’ye teşekkür ediyorum.
Konunun muhatabı şantiyenin ruhsatsız olduğunu da öğrendim bu arada.
Zaten ruhsat verilecek dahi olsa bu tür şantiyelerin gelişen Atakum’un çirkin yüz olmamasına ve iskân bölgelerinde talepleri dahi olsa ruhsat verilmemesine dikkat edilmesi gerekiyor.
Değerli dostumuz, Sayın Başkan Deveci’nin gereğini titizlikle yaptırıp takip edeceğine inancımı yineliyor ve kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum.
***
VİRÜS MUTASYONA, HALKIMIZ VİRÜSE KOŞUYOR!
KORONA VİRÜS önlemleri kapsamında İçişleri Bakanlığı’nca ilan edilen 56 saatlik sokağa çıkma yasağı pazartesi sabahı itibariyle sona erdi.
Bu önlem neden alınıyor?
Virüsün mutasyona uğradığı bugünlerde halkımızın mikroptan uzak ve sağlıklı kalması için…
56 saat yasağa uyanlar evde…
Sonra ne oluyor?
Herkes çok affedersiniz, ipini kopartmış gibi sokakta…
İşi olan da olmayan da…
Duyduğum o ki Samsun’da önemli lokasyonlarında iğne atsanız yere düşmüyormuş!
Banka ATM ve PTT şubeleri önündeki kuyrukların 100 metreye ulaştığı ifade ediliyor.
Sosyal mesafe ve maske, süper lig maçlarında sayın Cumhurbaşkanı’nın reklamı gibi sadece.
Zira sivil hayatta bunu tınlayan yok.
Daha da ötesine geçip, yasak olmasına rağmen kuyruklarda sigara içenler bile varmış.
Emniyet mensuplarımız sık sık, sosyal mesafe ve maske uyarısı yapmak zorunda kalmışlar.
Rehavet diz boyu anlayacağınız.
Ülke sınırları içerisine girmiş bir miktara aşı dahi insanları tedbirden uzaklaştırmaya yetmiş.
Oysa tehlike hala büyük.
Virüs, mutasyona…
Halkımız virüse koşuyor, dört nala!