BELKİ her gün konuşuluyor olması, “Başka konu mu yok” tahammülsüzlüğünü de getiriyor ama pas geçilemeyecek kadar büyük bir gerçek.
Dünü etkiledi.
Bugünümüzü etkilemeye devam ediyor.
Belli ki geleceğimizi de önemli bir şekilde etki alanına almaya devam edecek.
Korona virüs elbette…
Ülke genelindeki rakamlar kulağa hoş gelmiyor ama bizim önce kendi kapımızın önüne bakmamız lazım.
Çünkü Samsun’da da gidişat hiç hoş değil.
Vaka sayıları tavan yapıyor.
Ondan geçtim etrafımızda bu illetten hayatını kaybeden dostlarımızın sayısı bir hayli arttı.
Şakası yok bu işin.
Böyle bir yaşam biçimini hiç aklımıza getirmiş miydik?
Ya d, böylesini hak ettik mi?
Bunun günahı kimin?
Düşünebiliyor musunuz, bir nesil böyle bir illetin gölgesinde ona uygun bir hayat modülüne girmiş.
Çocuklar, gençler dilediğince gezemiyor.
İstedikleri zaman eğlenemiyor.
Hatta dibe vurmuş eğitimimizi bile almaktan yoksunlar.
İleriki yıllarda biz olmayacağız.
Onlarsa bizi hiç iyi anımsamayacak ve anmayacaklar!
Böyle bir hayatı onlara yaşatmaya hakkımız var mıydı?
Bunlara neden söylüyorum;
Samsun Tabip Odası Başkanı Uzm. D. Funda Furtun, “Samsun için özel bir uygulama olarak hafta sonu kısıtlamalarını yeterli olamayacağını görüyoruz. Bu nedenle minimum 14 günlük bir kısıtlama tavsiye ediyoruz” diyor.
Bu ifadeler size birini hatırlattı mı?
Ne demişti, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın,
“14 gün yetmez! Eve tam kapanma 28 gün olmalı.”
Eh, aklın yolu bir bile diyemiyorum.
Baksanıza, belli ki önümüzdeki günlerde Dr. Furtun’un öngördüğü sürede yetmeyecek!