SON günlerin en popüler konusu Atakum’daki AVM...
Sanırım müteahhidi Vahap Çelik olunca konuyla ilgilenen sayısı da haliyle artıyor.
Vahap Çelik son yılların en formda ve zengin müteahhitlerinden birisi…
Hal böyle olunca iştahların kabarması ve konuya farklı yönlerden bakmaları da normal hale geliyor tabii.
AVM konusunun yasal üç muhatabı var.
Müteahhit, Atakum Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi.
İş merkezi olarak ruhsat alınarak başlanan inşaat AVM olarak planlanınca devreye önce Atakum Belediyesi giriyor.
Zira AVM’lerin ruhsat yetkisi değişen yasaya göre Büyükşehir Belediyesi’ne veriliyor.
Dolayısıyla tartışılan ruhsat konusunda Atakum Belediyesi devre dışı kalıyor.
Sadece AVM yanında yapılan çelik karkas yapı ile ilgili işlem yapıyorlar.
Yıkım kararı alıp tebliğ ediyorlar, bu tebliğe karşılık müteahhit Vahap Çelik yürütmeyi durdurma kararı alıyor.
Belediye gerekli itirazı yapıyor ve yeni durum tekrar ilgilisine tebliğ ediliyor.
Konu hakkında hem Atakum Belediyesi’nden hem de Çelik’ten bilgi aldım.
Vahap Çelik, “Mahkemelerle uğraşıp zaman yitirmek istemiyorum, o yapıyı yıkacağım” diyor.
Yani bir sorun kendiliğinden ortadan kalkmış oluyor.
Ana sorun, AVM’nin kendisi...
Bu konuda yetkili olan Büyükşehir Belediyesi büyük bir ihtimalle bir hazırlık içinde.
Bir imar tadilat planı ve planın işlerliğe konulması için gereken şartların yerine getirilmesi konusunda bir hazırlık içinde olduklarını Atakum Belediyesi Başkan Danışmanı Vedat
Yılmaz da ifade ederek, “Biz de dışarıdan bir vatandaş gibi gelişmenin sonucunu bekliyoruz” dedi.
Yani AVM’nin ruhsat sorunu büyük bir ihtimalle bu yöntemle çözüme kavuşacaktır.
Başka bilgilere de sahibim ama onları dillendirmek yetkili isimlerin görevi olmalı diyerek AVM’nin ruhsat ile ilgili durumunu bir kenara koyuyorum.
Herkes binanın kütlesi ile ilgili durumunu tartışırken çok önemli bir konuyu ıskalıyor!
Yaratacağı istihdam…
Aldığım bilgiler AVM kullanıma açıldığında istihdam edilecek personel sayısı bin kişi.
Bir müddet önce 15-20 kişinin istihdam edileceği santral için fırtınalar kopartılıp, istihdam olgusuyla savunma yapıldığını hepimiz hatırlıyoruz herhalde.
Bu yoklukta, bu ekonomik krizde bin insanımıza açılacak iş kapısına birde bu yönüyle bakmamız gerekmiyor mu?
O yapmış, bu yapmış…
Şu kazanmış, şu istifade etmiş kısmıyla ve işin parasal yönüyle zerre kadar ilgilenmiyorum.
Beni, iş diye ağaca çıkan Samsunlu kardeşlerim ilgilendiriyor.
Beni, bin kişilik yeni istihdamın en az 3-4 bin kişiye ekmek parası olacağı ilgilendiriyor.
“Yatırım, yatırım” vaatleri her yönüyle boş çıkarken, bin kişiye kucak açacak bir iş kapısı ilgilendiriyor.
Doğru neyse yerini bulur.
Yasalar ne emrederse, o olur.
Ama bin kişiye iş imkanına kimse, “Azdır” diyemez!
Doğru mu?