DÜNYA var oldukça bu tür hikâyeler anlatılacaktır.
Bu da onlardan bir tanesi..
BİRİBİRLERİNİ çok uzun yıllar önce tanımışlar ama hayat onları bir araya getirmek için çok cimri davranmıştı..
Tesadüfen varlıklarını yeniden hatırladılar....
Bazen yazışarak, bazen telefonla konuşarak giderdiler hasretlerini.
Yetmedi ama!
Boşa geçen bunca yıl bu kadar uzaktan anlatılıp, doldurulamazdı!
Gem vuramadılar düşüncelerine ve,
Baharın güzel günlerinden birinde yine yan yana, baş başaydılar..
Ayrı düştükleri yıllarda nasıl yaşadıklarını anlattılar..
Hayatın onlara zaman zaman sunup, ellerinden aldıklarını paylaştılar..
Belli ki, bir parça hep eksik kalmıştı..
Bir masanın iki ucunda birbirlerinin gözlerinin içine bakarak konuşurken bunu daha iyi anlamışlardı..
Bu duyguyu kelimelere dökememişlerdi ama gözleri hiçbir şeyi saklayamıyordu..
Karşısındaki kadına o an, bunu soramamıştı ama yüreğindeki kıpırtıdan bir şeylerin başladığını anlamıştı genç adam..
O buluşma, bir kıvılcımın başlangıcı oldu..
“Sevebilirim” dedi erkek..
“Yeniden sevebilirim.”
Bunu içten içe kendine söylerken yıllar sonra yüreğinin yeniden bir sevgiye açılabileceğini hiç düşünmemişti.
Uzun zaman hislerini hiç açmadı, açamadı..
Ama her konuşmanın sonunda kadının da sevgiye aç olduğunu fark etti.
Ve bir gece telefonun diğer ucunda kendisini can kulağıyla dinleyen kadına, “Seni seviyorum” dedi..
Duyduğa cevaba inanamamış ama son derece mutlu olmuştu.
Çünkü kadın da adeta fısıldayarak, “Ben de seni” demişti..
Aşk hikayeleri hep pembe sayfalara yazılarak okunmaz..
O aşkı yaşayanlar kadar yaşadıkları yerlerde önemlidir..
Muhafazakâr ve özellikle kadının başkalarının düşüncelerine göre yaşadığı toplumlarda kadın, duygularına ön plana çıkartamaz.
Saklanır..
Açılamaz..
Öylesine pranga vurur ki duygularına, erkeği kendi sevgisi ile baş başa bırakır..
Aynen bu hikayede yaşandığı gibi..
Duygularının etrafını saranlar tarafından yargılanacağını düşünen kadın, duygularını hiçbir zaman özgür bırakamadı.
Ama bunu yaparken kendisini deli gibi seven erkeği sevgisiyle, hayalleriyle baş başa bıraktığını anlayamadı..
Her sabah, her akşam sevdiği kadının resmine bakan erkek, onu hep yanında düşler,.
Saçlarını, güzel yüzünü okşarken sıcak nefesinin yüzünü ısıttığını ve rüzgârda savrulan yapraklara benzeyen dudaklarından uzun uzun öptüğünü ve sevdiği kadının kollarını boynuna doladığını hayal ederdi..
Ama hayaldi tabi ve bu hayallerin ona öğrettiği tek şey;
Onu, onsuz sevmek oldu..
Birini onsuz sevmeyi ancak, müstesna bir sevginin sahibi başarabilir..
Birbirlerini sevip, ayrı düşenlere dair ilk hikâye değildir bu.
Sonda olmayacaktır..
Hikayenin sonunda bu yüce sevginin sahibi iki insan buluştular mı, buluşacaklar mı, bilemiyorum.
Ama hepinize, yüreğinizdeki sevginin sahibiyle nice mutlu yıllar diliyorum.
İyi Pazarlar….