“KORONA’lı günlerden sıkılmaya başladık” desem, yadırganır mı?
Adına, ‘kısıtlama’ denilen sokağa çıkmaya engel konulması, bizim gibi hayat adına düşüncelerini gerçekleştirmede önüne çıkılmasından pek haz etmeyen bir toplum yapısını rahatsız ediyor.
Buna rağmen özellikle son dört günlük kısıtlamada, uygulamaya Samsunlunun itibar ettiğini görüyoruz.
Bu da sanırım yine toplum olarak biraz yapımızla ilintili.
Biz ya açlıkla terbiye oluruz…
Ya da sağlıkla.
İşte sağlığımız söz konusu olduğunda birazda korkuyla önerilen önlemlere uymak gayretini gösteriyoruz.
Sosyal medyada yayımlanan resim ve Samsun Valisi Osman Kaymak’ın beyanına göre dört günlük sürede Samsunlunun, sokağa çıkma yasağına uyumu takdire değer.
Aynı şeyleri belli bir yaş gurubu için, “Bir ay daha bekleyelim bakalım” sözlerini sarf eden Sağlık Bakanı için söyleyemiyorum ama…
Milleti televizyon manyağı yaptınız.
Kolaysa bir ay siz kımıldamayın evinizden de görelim bakalım.
O nedenle, ölçüyü kaçırmamak lazım.
Hatta ufak ufak iş yerlerini, işletmeleri devreye sokmak lazım.
Berberler, kuaförler, küçük esnaf bu haberleri bekliyor.
Genel sağlık tedbirlerine ‘Evinizde kalın’ kuralına elbette uyalım, elbette bir şey demeyelim ama siz de milletin cebine üç-beş kuruş koyarak sus pus olmasını beklemeyin.
Esnafa nefes aldıracak kredilerin bankalar tarafından türlü sebeplerle zorlaştırıldığı, hatta imkansızlaştırıldığı bir dönemde, sabır sınırlarını zorlamayalım.
Bakın, Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği'nin (AYD) Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Altaş, "Bilim kurulumuz onay verirse, perakendeciler de talepte bulunursa 11 Mayıs'tan itibaren AVM'lerin kademeli olarak açılabileceğini söylüyoruz" demiş.
Doğrudur, yanlıştır bilemem ama belli bir disiplin içinde onlarında hayatiyet kazanması elzem.
Çalışanı var, kirası var, vergisi, SSK’sı var.
Önlemler güzel.
Alınan sonuçlar ve gidişat da…
Ama bu arada, “Umutsuzluğa sürüklenip bizim gidişatımız da bozulmasa iyi olur” demekteyim.