İZMİR depreminden sonra bölgesel deprem tartışmaları da doğal olarak başladı.
Samsun Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Gül Yüzüncü Yılmaz’ın açıklamalarını okuyunca konuya müdahil olmak istedim.
Sayın Gül, Atakum sahillerini konu etmiş zira…
“Neden sadece Atakum” diye sormadan edemeyeceğim.
Atakum sahillerinde dikkatli olmamız gerekiyor, demiş.
Söylem ve tespitlerini yanlış olduğunu söylemiyorum ama Atakum için duyduğu endişeyi daha çok endişe duyması gereken başka ilçeler olduğu için duyması gerektiğini düşünüyorum açıkçası.
Daha dün aynı konu açıldığında ben de fikirlerimi beyan ettim.
Atakent, Kurupelit, İncesu, Taflan ve diğer mahalleler Atakum sınırları içinde.
Sahilde Atakent’e kadar olan bölümde eski bina neredeyse kalmadı.
Çoğu deprem yönetmenliğine göre yapılmış binalar.
Ama kargir tarzda yapılmış, gerek sahildeki gerekse diğer mahallelerdeki binalar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Sahildeki eski binaların çoğunda deniz kumu kullanıldığını biliyoruz.
Köylerde yapılanların çoğunda da...
“Zeminle barışık yapılar üretmek zorundayız” sözüne yüzde yüz katılıyorum ama kentimizin herhangi bir yöresinde eskiden yapılmış, teknik şartnamelere uymayan ve denetimden uzak inşa edilmiş yapıların riskinin sahildekilerden farklı olmadığını da akılda tutarak…
+ + + +
CHP DEĞİŞİYOR MU?
ATAKUM İlçe Başkanı Turgay Özçelik’in ziyaretinde beraber olduğumuz, bir saati aşkın süre zarfında bende oluşan algıyı ifade edebilmek için attım bu başlığı.
Kendisini iyi tanırım.
Ta Samsunspor yıllarımda sporcum olmuş bir kardeşim.
Şimdi siyasette, bir muhalif olarak üzerine düşeni kendi siyaset anlayışına göre yorumlayıp, yapmaya çalışıyor.
Akıllı siyasetin ülke ve vatandaş yararına olduğu bir gerçek.
Sadece eleştirerek değil, çözüm önerileri ve sempati yaratarak oluşturulacak bir siyaset modeline hepimizin ihtiyacı var.
Samimiyetine güvenebileceğimiz…
Bizi yanıltmaz, diyebileceğimiz.
Eleştiri dozu yükseldiğinde asık suratını görmeyeceğimiz, kendisi için değil halk menfaatine siyaset yapabilecek fedakâr kimliklere ihtiyacımız var.
“Bu giderse, kim gelecek?” sorusunun cevabı olabilecek siyasetçilere...
Sadece seçim zamanı değil, günün herhangi bir saatinde halkının yanında ve sorunlarını siyaset üstü dinleyip, yarınlar için çözüm üretebilecek birilerine…
Turgay kardeşim; “Ağabey biz böyle olmaya çalışıyor ve özen gösteriyoruz” diyerek CHP’nin bir değişim içinde olduğunu ifade etmeye çalışıyor.
Ne diyebilirim ki memnuniyetimi belirtmekten başka…
Çalışmayana, üretmeyene, salt kendi siyasi geleceğini düşünerek hareket eden babam, kardeşim, evladım da olsa, kapım kapalıdır.
Önceliğim Samsun’dan yanadır.