KAPANAN iş yeri haberlerini okuyunca gerçekten çok üzülüyorum.
Sanırım bu sene Samsun bu konuda birinci sırada yer alıyor.
Yaşadığım, dolaştığım muhitlerde ben de şahit oluyorum gelişmelere...
Bazı dükkanlar altı ay ara ile el değiştiriyor.
Büfe olarak açılıyor, kapanıyor.
Sıhhi Tesisat Malzemesi dükkanı olarak açılıyor, yine kapanıyor.
Mesleki dalın adı ne olursa olsun işyerinin açık kalmasına yetmiyor.
İş yapan sektörlerde de bakıyorsunuz hemen yanına veya karşısına aynı iş dalında yenileri açılınca bir bir tükeniyorlar.
Bakın çok canlı bir örnek vereyim size.
YEDAŞ’tan, İnönü Bulvarı’na çıkan bulvar üzerinde bir lokanta vardı.
Birkaç kardeşin işlettiği bir lokanta idi ve iyi de iş yapıyorlardı.
Sonra kardeşlerden biri ayrıldı, karşı sırada bir lokanta açtı, sonra diğeri…
Oysa aynı bulvar üzerinde aynı sektörde 50 metre içinde üç lokanta daha vardı.
Sonunda ne oldu biliyor musunuz?
Beraber işlettikleri ilk lokanta iş yapamaz hale geldi.
Buraya tekrar döneceğim ama işin bu noktaya gelmesinin ana nedenlerine biraz bakarak…
Uluslararası Samsun Fuarı’nın açıldığı ve açık kaldığı ilk yılları hatırlar mısınız?
60’lı yaşların üzerinde olanlar hatırlayacaktır.
Bir ay açık kalan fuarı bir milyon kişi ziyaret ederdi.
Sadece gezmek için değil alışveriş ve eğlence için de…
Karadeniz’in tüm illerinden insanlar akın akın fuara gelirdi.
Ben o dönemde enflasyondan, işsizlikten bahsedildiğini hatırlamıyorum ama…
Üstelik bakın o dönemde Samsun’da, Tekel Fabrikası var.
Azot-Bakır Fabrikaları var.
Gıda üzerine bölge bayilikleri var.
Milletin cebi dolu yani.
Eğlenceye de gidiyor yemeye de alışverişe de…
Peki şimdi?
Gençler işsiz…
Üniversite mezunları işsiz…
İşi olan kıt kanaat geçiniyor.
Olmayan para da harcanamıyor.
Onun için de işte cadde diye sunulan yerlerde işyerleri bir bir bayrak çekiyor.
Çok yazdım bu konuyu zira belediyelerin mutlaka bu konuda müdahil olmaları gerekiyor.
Gerekirse bir yasa çıkartılmasına öncülük ederek…
Bir cadde de 50 metre içinde beş ayrı lokantaya veya başka bir sektöre ruhsat verirseniz hiçbiri iş yapamaz, istihdam sağlayamaz.
Ruhsat vermeyeceksiniz.
“Burada lokantaya ihtiyaç yok” diyeceksiniz.
Bu caddede ancak örneğin, “berber dükkanı veya kasap açabilirsiniz” diyeceksiniz.
Avrupa’da böyle yapılıyor.
Çeşitli vesilelerle yurt dışına giden yerel yöneticilerin inceleyip neden uygulamak için gayret sarf etmediklerini bir türlü anlayamam!
Aynı tür işyerleri ile yaratılan enflasyon birkaç ay sonra elde avuçta birkaç kuruş ve büyük ümitlerle açılan dükkanları tüketiyor, yutuyor.
Bakın Samsun’da Gazi Caddesi’nde, İstiklal Caddesi’nde olan ne ise bugün Atakum’da Lozan Caddesi’nde de olan budur.
Adını ‘AVM’ de koysanız cepler boşalmışsa sonuç, hüsrandır!.