EKONOMİ, pandemiyi yendi.
Aslında yazacaklarımın kısa özeti budur.
Salgın henüz hız kesmedi.
Yeni vakalar hala bin sınırında…
Entübe hastalarda bir azalma var ama dikkatle baktığınızda ölüm sayılarının bu grubu azalttığını görüyorsunuz.
Kendini bilen, aklını idare edebilen insanların dışındaki herkese hayat, lay lay lom!
Sanki virüs kendi kendini yok edebilecekmiş gibi davranıyorlar.
Ama bu düşünceye iten önemli bir neden var: ekonomi!
Devlet ekonomisinden bahsetmiyorum.
Zira o, apayrı bir konu.
Birey ekonomisi…
Bizim hayat şartlarımız…
Günlük yaşantımız…
Kazanımlarımız, kaybettiklerimiz.
Günü, geleceği idame ettirebilecek gelir kaynaklarımız.
İşte tam da burada Türkiye’de mutlu bir azınlığın dışında yaşanan bir arıza var.
Yeni gelir kapıları yok ama gider çok.
Rutinleri karşılayabilecek sınır oldukça aşağılara indi.
Şimdilerde ise artık geleceğe yönelik bir umutsuzluk var zihinlerde.
Hal böyleyken 2.5 aydır kapalı olan işletmeler kapılarını yeni kurallarla müşterilerine açtı.
Hem onların, hem çalışanlarının ekmek paraları için çalışmaları gerekti elbette.
Ama bakıyorum hepsinde bir tedirginlik hakim.
Başlarına geleceklerden endişeliler.
Haklılarda, mesela ben bugün açılacak olan spor salonuna gidip gitmemekte kararsızım.
O kadar insanın girip çıkacağı bir yerde sağlımın, sağlımızın korunabileceği konusunda kuşkularım var.
Aslında herkesin de olmalı.
Zira korona henüz her türlü risk ve tehlikeyle kapımızda.
Ama görünüyor ki ekonomik koşullara yenilmiş durumda.