EKSİK, noksan ve yasalar, kral ve yönetmeliklere karşı yapılmış her şey adaletin verdiği kararlar neticesinde cezalandırılır.
Ceza verilişindeki hükümler açıktır, açık olmalıdır.
Bir eylemin, bir hatanın suç kabul edilip, cezalandırılması için hükmün ve mütalaanın esnek olmaması ve herkese eşit olarak uygulanması gerekir.
Sana öyle…
Bana böyle olmamalıdır.
Birine taviz vermeden hüküm uygulanırken, diğerinin işlevlini pas geçmek adil olmadığı gibi adalet anlayışına da sığmamaktadır.
Amacım adalet tanımı yapmak değil.
Ama mantıksız uygulamalara duyarsız kalmak niyetinde de değilim.
Cumartesi günü kasabıma uğradım.
Çok severim orada çalışan genç kardeşlerimi…
Onlarda beni sevip, sayarlar.
Meşguliyetlerimi iyi bildikleri ve hayatın akışında karşılaştıklara sorunlar için yorumlarıma değer verdikleri için dertlerini, şikayetlerini paylaşırlar benimle…
Siparişimi hazırladıktan sonra ödeme yapmak için kasaya geçtim.
Bir pos cihazına rakamı yazdıktan sonra makbuzun çıkmasını beklerken, ‘Eyvah hata yaptık abi’ dedi.
O pos cihazı kasaya bağlı değilmiş.
O nedenle de geçtiğimiz günlerde yapılan bir kontrolde 5 bin lira para cezası yemişler.
Pek anlam veremedim.
Pos cihazından kestikten sonra makbuz miktarının vergisine tabiyken neden ceza yediklerini doğrusu ben anlayamadım.
Aklıma getir-götürcülerin, motorlu kuryelerin aldıkları siparişleri teslim ederken yanlarında getirdikleri pos cihazlarından tahsil ettikleri paralar geldi.
‘Eğer kasaya bağlı olmayan bir pos cihazına 5 bin lira ceza kesiliyorsa sipariş teslim ederek çalışan tüm yeme, içme yerlerine her gün binlerce liralık ceza kesilmesi gerekmez mi’ dedim.
Bu sorumun muhatabı herhalde 19 Mayıs ve Gaziler Vergi daireleri olsa gerek.
Cevabı bir açıklasalar da bizde bu konu hakkında bilgi sahibi olsak.
Şayet kimi gün yola, ‘Bugün şu kadar ceza keselim’ diye ısmarlama çıkıyorlarsa davranışlar hakkaniyetli…
Kestikleri cezalar adaletli olmayacaktır.
Tabi bu benim düşüncem.
Ama mantıklı ve akıllarda şüphe bırakmayacak, ikna edici bir açıklamaya da sırtımı dönemem doğrusu.