VALLAHA her Atakumlu gibi bende şahidim.
Seçildikten beri onun başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi.
Her birimiz vatandaş olarak demokratik ve anayasal hakkımızı kullanıp sandıkta oylarımızı verdik.
Tercihlerimizi özgürce kullandık ve sonrasında sandıklardan her ilçe için bir başkan çıktı.
Şimdi, ‘Neden benim oy verdiğim değil de başkası çıktı’ demenin haklı bir tarafı var mı?
Demokrasi dediğin böyle bir şey.
Kazananı tebrik edip görevini layıkıyla yerine getirmesini bekleyeceksin.
Partileri farklı olsa da onlar birer devlet memuru…
Partisi A olmuş, B olmuş fark etmiyor.
Devletin koyduğu belli kurallar çerçevesinde görev yapmaya çalışıyorlar.
Ama aynı kuram ve kurallar içinde…
İktidara ayrı, muhalefete ayrı olunca insanın sorası geliyor; Yav kardeşim, A’daki devletin memuru da B’deki değil mi?
Demek ki olmuyor!
İşte Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci de seçildiği günden beri bu ayrımı yaşıyor.
Oturduğu koltuğuna varana kadar hacizler, sıra sıra dizilmişler.
Üç kuruş gelirle kendinden önceki borçları geçip hizmet vermeye çalışıyor.
Ama icra memurları bir türlü yakasını bırakmıyor!
Ellerinden gelse işçi, memur maaşlarına da el koyacaklar.
Baksanıza;
Masa, sandalye…
Tencere, tabak derken…
Belediyeye ait 10 arsa satılmış bile!
İcracı mala, mülkü sıraya dizmiş.
Vatandaş hizmet beklerken şimdi Başkan Deveci;
‘Çile bülbülüm çile’ demesin de ne desin?
Desin, desin…
‘Çile bülbülüm çile’ desin.
Ses tonu uyar bu şarkıya.
Detone olmaz.
Ola ki oldu.
Hiç sorun yok!
Sıkıştığı yerde ben girerim devreye…