GEÇEN her gün ülke ekonomisi için açıklanan tüm olumlu verilere rağmen esnafın ve vatandaşın aleyhine işlediği bir gerçek.
Bakın, ‘Vatandaş şunu diyor, bunu diyor’ demeyeceğim.
Bu yazıyı okuyan her birey, bir vatandaş.
Hepiniz önce kendi cebinizi bir kontrol edin.
Hepimiz aynı ülkenin, aynı kentinde yaşıyoruz.
Kimliklerimiz, meşguliyetlerimiz farklı.
Dün ne olduğumuzu, bugün kendi adımıza nereye geldiğimizi hepimiz biliyoruz.
İşimiz belli…
Gelirimiz belli…
Tüketimlerimiz, harcamalarımız belli…
Kazandığımız, harcadığımızdan fazlaysa yani cebimizde hala bir şeyler kalıyorsa, şikâyet etmemiz gerekmiyor.
Onun için, kendi halinizi sizden daha iyi bilecek bir yok, diyorum.
Yani, ‘Ülke ekonomisi iyiye gidiyor, bende iyi durumdayım’ diyorsanız mesele yok.
Ama bu ülkenin çoğunluğu böyle düşünmüyor değil, düşünemiyor!
Çünkü şartlar elvermiyor.
Çünkü kazancı yetmiyor.
Çünkü her gün daha da ağırlaşan yaşam koşulları karşısında, asgari geçim tutarına dahi erişemeyen vatandaşın beli, daha da bükülüyor!
Oysa bu milletin her evladı, daha iyi yaşam koşullarını hak ediyor.
Yılın her gününde, pandemi nedeniyle geri saran esnafa bir dokunun bakalım.
Evinin masrafını karşılayacak geliri kazanamıyor.
Çoğu günler siftah etmeden kepengini indirmek zorunda kalıyor.
Suya, elektriğe, doğal gaza, kiraya, okul masraflarına gelen zamları karşılayamıyor.
Bırakın bugünü halletmeyi, dünün borçlarına yetişemiyor.
İflaslar artmış...
İcralar bunaltmış…
Esnaf zor durumda yani.
Geçen gün Samsun’a gelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e bir esnaf, “Bugün daha siftah yapmadık” deyince, Sayın Akşener yanındaki milletvekillerine esnaftan alışveriş yapma talimatı veriyor.
Tabii iyi niyetle…
Hadi o gün vekillerden aldıkları üç kuruşla bugünü kurtardılar diyelim.
Peki yarın?
Yarın, ne olacak sayın genel başkan?
Yarın?
Bugün, yarını çözmüyor ki!