GEÇMİŞİNE sahip çıkamayanın geleceği olmaz!
Peki, nasıl sahipleneceğiz derseniz;
Cevabı çok basit aslında.
Nerede doğduğunuzu,
Nereden geldiğinizi unutup doyduğunuz yere sahip çıkacaksınız önce…
Yaşadığınız yerin adını, havasını, suyunu benimseyeceksiniz.
Size dünü, bugünü veren kente ve insanlarına saygı duyacaksınız.
Saygı eğilmekle olmaz!
Benimsemekle olur.
Samsunlu olmayı öğreneceksiniz önce…
Bunu öğrendiğinizde bu kentin hakları için çalışmayı,
Gerektiğinde savaşmayı benimseyeceksiniz.
Hele hele siyasette, nereye ait olduğunuzu bileceksiniz.
Siyaseti şahsi ikballeriniz için değil Samsunlu için yapmayı ilke edineceksiniz.
Bugün için halkın hesap sorma yetkisi olmadığını bilerek kentin menfaatlerini gözardı etmemeyi davranışlarınızın ilk çıkış noktasına koyacaksınız.
Ekonomi anlayışınız cebinize değil Samsun halkının refahına endekslenecek.
Bu kent yaşayanlarının hayatına nasıl daha yaşanabilir hale getiririm düşüncesi ilkeniz olacak.
Bir yatırım fırsatı doğduğunda; Samsun'a gelmesi için siyasi birikim ve gücünüzü kullanmaktan çekinmeyeceksiniz.
Yatırımdan pay alamama realitesi gerçekleştiğinde bu size geri adım arttırmayacak.
Sıla hasreti burnunuzda tütecek belki ama bu kenti temsil ettiğinizi ve etmeniz gerektiğini asla aklınızdan çıkartmayacaksınız.
Ama öyle bir sistem yerleşmiş ki bu ülkeye;
Aman benim adamım,
Aman hemşerim olsun diye diye yediniz, bitirdiniz bu şehri.
Bunları düşünmekten Samsun'u düşünemediniz!
Bakın bu acziniz yüzünden bir yatırım daha kaydı (CHERY), gitti bu kentten de;
Bu kafayı değiştirmediğiniz müddetçe daha çook kaybederiz!.