SAMSUN'un makus talihi…
Çok bilen ama hiç üretmeyenlerin söz sahibi olmaya çalıştığı bir şehir.
Sosyal konumum nedeniyle son 35 yılda çok yönetemeyen yönetici…
İhtisas sahibi görünüp de üretemeyen meslek erbabı gördüm.
Başlarında hükümran olan iradeye esir düşüp senelerce sadece emredileni yerine getirdiler.
Oysa bu kentin ihtiyacı 40 yıl önce de aynıydı.
Bugün da aynı…
O günlerde sahip olunamayan maddi imkanlar vardı belki ama düşünceye vurulacak pranga olamazdı.
Daha doğrusu özgür iradeye sahip her meslek erbabı, geleceğe yönelik bir iz, bir mesaj bırakabilirdi.
Geçmişi kolaycılığa, tamam efendimciliğe terk edenler, yıllar sonra zombiler hortladılar adeta.
Misal veriyorum;
40 yıl önce Samsun'un bugünkü nüfusu tahmin edilemez miydi?
O yıllarda bugünün Samsun'unun ihtiyaçları öngörülemez miydi?
Bulvar denilen yol tarifleri ikişer şeritli kandırmacalardan bugünün ihtiyacı olan genişliğe en azından planlar üzerinde kavuşturulamaz mıydı?
Samsun ucube gökdelenler yerine nefes aldıran yapı biçimleri tercih edilemez miydi?
Misalleri bunun üzerinden çoğaltmak mümkün…
Su için de öyle…
Yeşil alanlar içinde öyle…
Turizm için de…
Velhasıl bir kentin ihtiyaç sıralamasında hangi kalemler mevcutsa hepsi için öyle…
Geçmişte bu işin başındayken zamanı har vurup, harman savuranlar şimdilerde zora giren sorunlar için çözüm önerileri sıralıyor.
Bestecisi kimdi hatırlamıyorum ama bu şarkı tam da bu kişiler için yazılmış;
'DAHA ÖNCELERİ NEREDEYDİNİZ?'