ÇOK uzun yıllardır siyaseti takip etmek imkanına sahip oldum.
Bakın mesela bu kentin belediye başkanı olarak birçoğunuzun adını dahi bilemediği Dr. Bünyat Aslan dönemini dahi hatırlayabiliyorum.
Tabii ondan sonrasını da…
İlçe belediye başkanlıkları için ekstra bir şey aramama gerek yok.
Zira kapınızın önüne baktığınızda uzakta neler oluyor görebiliyorsunuz.
Belediye başkanlığı bir meslek değil elbette.
Siyaseti meslek haline getirmeye çalışanları dışarıda tutarak bu tanımı yapıyorum.
Tanıdığım, dönemlerini izlediğim tüm belediye başkanlarının iyi niyet ve hevesle çıktıkları yolda aynı egoların esaretine düştüklerini yıllar boyunca esefle izledim.
Siyaset öncesi sosyal toplum anlamında hiçbir aktivitede görev almamış kimliklerin bu anlamda çok zafiyet içine girdiklerini söylemek mümkün.
Aynı şekilde kenti, toplumu tanımayan…
Kentin geleceğine dair o güne kadar hiç kafa yormamış, bir proje üretmeyenler için de aynı şeyleri söylemek mümkün.
Makamı elde ettikten sonra görmeye başladıkları ilgi ve alakanın onların megaloman taraflarını ortaya çıkardığını söylemem çok uçuk bir tanımlama değil.
Seçim öncesi her kesimle arkadaş ve samimiyet içerisinde olanların seçimden sonra süratle bu tarzı terk ettiklerini görüyorsunuz.
Artık her şeyi onlar biliyor.
Her şeyi onlar görüyor.
Yani artık seçim öncesi çok değerli ilan ettikleri fikirlerinize ihtiyaç hissetmediklerini sizden süratle uzaklaşarak gösteriyorlar.
Bir başka ortak yanlışları, yakın çalışma arkadaş ve personellerini tespit ederken yaptıkları değerlendirmede ortaya çıkıyor.
Hizmet ettikleri toplumla hiçbir yakınlaşmaları olmayanlardan yapıyorlar bu tercihleri öncelikle…
Ne gündemi takip edebiliyorlar.
Ne yönettikleri belediyelerle ilgili olumlu düşünce ve önerileri yansıtanları.
Üstelik hizmet adına eksik, aksak kalan hususları makama iletecek irtibatı dahi kurmaktan acizler.
Kimlikleri ve kişilikleri toplum tarafından yadırganan ve yargılanan bu tür kimliklerin bir beş yıl boyunca çoğunlukla yaptıkları oturdukları koltukların keyfini ve ayrıcalıklarını yaşamak oluyor sadece.
Ve dönem bittiğinde beraber çalıştıklarını ve hizmet ettiklerini zannettikleri makamlara itibar ve destek kaybettiriyorlar.
Geçmiş bu tür örneklerle doluyken bundan seçilmişlerin bir ders çıkartmadığını üzüntüyle görüyorum.
Oysa 5 yıllar çok çabuk geçiyor.
Yapılan hatalar fark edildiğinde ise;
“Koltuklar çoktan altlarından kayıp, gitmiş oluyor.”