KELİME anlamını çözmek zor değil elbette.
Ama biz yine de farklı açılardan bir tanımlayalım isterseniz.
Matematik kavramı olarak baktığınızda;
“Birbirine dik olan (doğru çizgi), yer ile dik açı oluşturan”olarak açıklanıyor.
Bir başka tanımlaması ise;
“Dik bir biçimde, dik olarak”yazılmış.
Tabii bu diklik kavramı kara ile mütalaasında ortaya çıkıyor.
Buradan hareketle yatay karşıtı bir kavram olduğu zaten belli.
Peki dik yapı ne?
“Yatayın iş görmediği demeyelim de, tercih edilmediği alanlarda bir çözüm şekli” diyelim.
Çok geniş bir arsanız var.
Bir veya birkaç parselden oluşmuş…
Yatay olarak yapacağınız bir inşaatın toplam alanını tabanda daraltıp, kat sayısını arttırarak dikey olarak inşa etmeniz anlamına geliyor.
Dik yapıları tercih eden imar anlayışından amaç daha çok yeşil alan yaratmak.
Yani kent yapılanmasında gördüğümüz yüksek yapıların etrafını betonlaştırmak, zeminde dükkanlar tarafından daha çok kullanabilecek alan yaratmak değil amaç.
Zaten estetikte değil.
Hem şehircilik açısından, hem de görsel açıdan rahatsız edici ve göz tırmalayıcı bir durum.
Çok gerekmedikçe şehircilik anlayışında prim verilmeyen bir imar tarzı…
‘Hal böyle de, kim tınlıyor’derseniz.
O sorunun cevabını kafanızı sağa sola çevirerek bulabilirsiniz.
Samsun Canik ilçesinde de böyle bir bina mevcut.
20 katlı…
Haberlere göre AK Parti’nin son istişare toplantısında konu olmuş.
Yine rivayete göre de, bu tür yapılara karşı olan Cumhurbaşkanı, ‘Yıkın!’talimatı vermiş.
Plana göre bina tamamlandığında ikizi yanı yanına bir 20 katlı bina daha yapılacakmış!
Hal böyle olunca insanın aklına başka şeyler geliyor;
Ya bunlar sayın Cumhurbaşkanının dediklerini anlamıyorlar!
Ya da dikey ne anlama geliyor farkında değiller!
Ya da yatay çizginin 20 kattan sonra başladığı gibi tehlikeli ve yanlış algının esaretindeler!