SİYASİ PARTİ mensuplarının seçim önceleri ve seçim sathında partileri için çalışmaları herkes tarafından takdir edilecek bir davranış olsa gerek.
Her ne kadar siyasi kimliğe sahip kişiler için bu bir gereksinim, mecburiyet ve doğal bir davranış olsa da birçok siyasinin uykuya dalıp, sonrasında seçilmiş parti mensuplarının peşinde pervane olduklarını düşünecek olursak,
Bir önce davranışın ne kadar etik olduğunu da teyit etmiş oluruz.
Peki bir siyasi partiye neden gönül verilir?
Neden o siyasi partinin liderinin ve kabullerinin peşinden gidilir?
Aday olan ya da olmayan partililer, partilerini başarılı kılmak için neden gayret sarf ederler?
Laf olsun diye değil herhalde.
Bunu racon olarak kabul etmek, uğraşın kendisini basitleştirir.
Zira partili bir üye,
Aday,
Ya da herhangi bir siyasinin parti çalışmalarının içinde olmasının tek nedeni vardır, olmalıdır bence…
Siyasi düşüncesini yansıtan partinin başarılı olması.
Bu düşüncelerin daha geniş toplum kesitleri tarafından kabul edilip onanması ve tasdik edilmesi.
Nihayetinde de partisinin seçim sathında başarılı olması.
Buraya kadar bir itirazı olan var mı?
Yoktur diye düşünüyor ve devam ediyorum.
Peki seçimi (x) partiden kazanmış bir adayın, siyasi düşüncesi seçimden sonra değişir mi, değişmeli mi?
Şayet insanlar idealleri ve fikir birliktelikleri için çalışıyor ve çabalıyorlarsa;
O düşünceler seçim öncesinde olduğu gibi seçim sonrasında da sabit kalır.
Bütün bu gerçekler önümüzdeyken seçim sonrası yamuğa yatıp parti değiştirenlerin…
Partisinden istifa edip, davet bekleyenlerin davranışlarına etiktir, diyebilir miyiz?
Şimdi;
Seçimlerde İYİ Parti'den aday olup, geçtiğimiz günlerde partisinden istifa eden Yakakent Belediye Başkanı Şerafettin Aydoğdu'yu bu nedenle takibime alıyorum.
Bakalım sonuçlar onu ne kadar etik bir davranışın içine itecek?