İÇİMİZDE yaşayan öyleleri var ki…
Sorsanız dünyanın temeline dahi sahip çıkarlar.
Allah onları hükmetmek için yaratmış!
Onlar düşünecek.
Onlar söyleyecek…
Siz dinleyecek ve biat edeceksiniz.
Arkadaşlıkları…
Dostlukları…
Yarenlikleri ancak onların istediği ölçüde ve istedikleri kadar olacak.
Egoları tavan yapana kadar sömürecekler dostluğunuzu...
Ve artık işe yaramaz hale geldiğinizi düşündüklerinde kaldırıp atacaklar bir köşeye…
Kim veya kimse değil derdim.
Ama bahsettiklerim etrafımızda...
Benim, sizin, arkadaşlarınızın dost bildikleri…
Geçmişten bu yana sahip çıktıklarınız…
Onlar için kara çalındıklarınız…
Fedakarlık değildi sizinki, bizimki…
Biz dostluğu böyle öğrenmiş, böyle benimsemiştik.
Satmak yoktu.
Terk etmek, yalnızlığa teslim etmek hiç yoktu.
Hep hissettirdik, hissettirdiniz dostluğunuzun sıcak nefesini…
Ta ki onlar dostluk defterinin sayfalarına başkalarını yazana kadar...
Çünkü büyüdüler…
Kendileri değildi büyüyen.
Egolarıydı sadece...
El ovuşturanları, yalakaları çoğalmıştı makamları büyüdükçe…
Unuttular büyüdükçe küçülmeyi…
Bir başka unuttukları tevazuuydu.
Hani onlar kartal zannediyorlardı ya kendilerini!
Hani onlar yüksekten uçarlardı ya!
Öyle zannettiler…
Oysa yükselen tek şey ego dağlarının tepelerindeki hastalıklı ruhlarıydı.
Siz tanıdınız onları…
Kimlerdir anladınız…
Kurtardınız kişiliğinizi, karakterinizi…
Şanslısınız…
Çünkü onlar anladığında artık yürüyecek yolları da, inecek bir tepeleri kalmayacak.
Çünkü egoları yerlerde sürünecek!