SÜKUNETE, huzura hasret bir toplum olduk.
Allah’tan hala sağduyumuz var.
Hala halk olarak birbirimize umudumuz, bağlılığımız var.
En azından Türküzdiyoruz.
Ata yadigarı toprakları sahiplenelim diyoruz.
Yoksa siyasetin tansiyonuna kapılsak çoktan tüm değerlerimizi yitireceğiz.
Bütün ülkelerde seçim oluyor.
Birileri kazanıp, birileri kaybediyor.
Seçim sonuçlarıyla bu kadar meşgul olup zaman yitiren olsa olsa 5.sınıf dünya ülkeleri olur bizden sonra…
‘Ne haldeyiz’, demiyoruz.
‘Ne olacağız’, bilmiyoruz.
Yarın karnımız doyacak mı, merak bile etmiyoruz.
Ya?
Bizi idare edenlerin keyfi yerine gelsin.
Siyasetçilerin beklentileri yerine gelsin yeter.
Halk açmış, tokmuş!
Gelecek gailesi varmış!
Kimin umurunda!
Bakın İngiltere’den sonra İrlanda’da da ‘OHAL’ilan edilmiş.
Bizdekiyle karıştırmayın.
Bu ‘OHAL’ başka OHAL!
Küresel ısınmaya karşı…
2030 yılına kadar karbondioksit gazından tamamen kurtulmayı hedefliyorlarmış.
Önerilen yasa tasarısı parlamentoda onaylanmaksızın kabul edilmiş.
Almanya, hava kirliliğine karşı ‘Elektrikli Karayolu’ inşa etmiş.
Amaç, hava kirliliğini azaltmak.
Adamlar yedi ceddinin geleceğini düşünmekle meşgul.
Peki biz?
Hemen burnumuzun dibinden haber vereyim size.
Bir stat yaptık, 33 bin 919 kişilik.
Çevresindeki fabrikalardan çıkan zehirli gazları soluyor orada top koşturanlar, maç seyredenler.
Bir seçim yaptık memlekette, bir türlü nihayete erdiremedik.
Sanatçısı konuşamıyor.
İşadamı fikrini söyleyemiyor.
Gazetecisi yazamıyor.
Yazsa da beysbol sopalarıyla dövülüyor.
Nelerle uğraşıyoruz Yarabbi!
Eller Ay’a.
Biz yaya!