RAMAZAN ayı net bir adım atabileceğimiz günler diye düşünmüştüm.
Bilim Kurulu önerir, Bakanlar Kurulu bu öneriye katılır ve Türkiye için ramazan, fırsat ayı olarak değerlendirilir umudundaydım.
Aslında umut değil de beklentiydi diyelim.
Çünkü kovid-19’un tavan yaptığı ülkemizde örnek ülkelerde olduğu gibi tam kapanma olmadan kurtuluş yolu olmayacağı kesindi.
O nedenle, Bilim Kurulu’nun ramazan ayının en az iki haftasında tam kapanma önereceğini, devletinde bu kararı destekleyeceğini ummuştum.
Çıkan karar hafta içinde de akşamları saat 19.00’dan itibaren sokağa çıkma kısıtlaması oldu.
Ama şuna yürekten inanıyorum ki Bilim Kurulu tam kapanmayı başlangıçtan beri öneriyor.
Tabii hafta sonları cuma akşamından başlayıp pazartesi sabahına kadar olan bölüm yine devam edecek.
Yeter mi?
Yemeyeceği belli.
Benim bildiğimi devlet bilmez mi?
Bilir elbette…
‘Eee, o zaman neden uygulanmaz?’ diye çok sık karşılaştığım sorunun cevabını önce bu devleti yönetenler vermeli.
Herkes bal gibi biliyor tam kapanmanın şart olduğunu…
O halde ne?
Ne tıkıyor bu kararın önünü?
Cevap çok basit; Ekonomi!
Ülkemizin ekonomisi eve kapattığınız insanların gelirini karşılamaya yetmiyor.
Yetmediği içinde böyle geçici tedbirlerle asıl önlemi halkın kendisine bırakıp idare etmeye çalışıyoruz.
Her gün akşam 19.00’a kadar serbestçe dolaşım.
Her akşam 19.00’dan sabah 05.00’e kadar yasak.
Hafta sonları malum…
Diyorlar ki;
Gündüzler sizin…
Geceler yasak!
İyi güzel de zülfiyari kurtarmaya geceler yetmiyor ki...