ÜLKENİN ekonomisinin menfi yönde kan kaybetmesinin bedelini kim ödüyor?
Elbette Türk milleti.
Havada uçuşan fiyatlar…
Fahiş ev kiraları…
Sebze, meyve başta olmak üzere gıda maddelerindeki önlenemez artışlar…
Artık düşük bile diyemeyeceğimiz asgari geçim ücretinin altında kalan emekli maaşları ve asgari ücret.
KDV’nin KDV’si.
Üstüne ÖTV.
Yetmedi ÖTV’nin, ÖTV’si…
İsyandaki üretici…
Üretmeyen, üretemeyen köylü…
Siftahsız bakkal…
Yazın serinlemeye, kışın ısınmaya gidilen AVM’ler…
Her gün akaryakıta gelen ölçüsüz, mesnetsiz zamlar nedeniyle önlenemeyen nakliye giderleri…
Bu giderler nedeniyle üreticiden tüketiciye ulaşana kadar birkaç katına ulaşan gıda maddeleri…
Ulaşsa da malı sadece tezgahta seyreden tüketici…
Sebebi her çağın canavarı ENFLASYON!
Kendi başına mı oluyor?
Hesapsız, kitapsız politikaların üretimi doğal olarak.
Öyle ısmarlama rakamlarla atlatılacak türden değil bu sonuçlar.
Peki, bugünleri atlatabilmek için ne yapmak lazım?
Şimdi ben yazacağım da devlette bu işin başındakiler bu bilgilerden uzak mıdır sizce?
Mutlaka ki değildir.
Üretimi teşvik edeceksiniz.
Lüks yatlara verene kadar asıl köylüye, çiftçiye ucuz mazot vereceksiniz.
Gübre desteği yanında olacak.
Paranın musluğunu yatırım yapacak ama devlete de vergisini ödeyecek olanlara açacaksınız.
Ve denetleyeceksiniz.
Zaman alır mı?
Alır elbette!
Ama üç-beş kişi para kazanacak diye dışarıdan ithalatı desteklerseniz yüz yıl geçse bugünkü ağır ekonomik şartları aşağı çekemezsiniz.
Bu işin çözümünün baş mimarı üreticidir, köylüdür.
Köylüyü ana tohumdan, destekten mahrum edip, ithal tohuma mahkûm edip, üstüne ürettiğinin karşılığını geç verip, vergiyle inletirseniz bu iş olmaz.
Tarlasını satmaktan vazgeçiremezsiniz.
Köye yeniden dönmeye ikna edemezsiniz.
Ya işte böyle!
Bu durumu iktidarla yol ayrımına gelince yeniden fark etmiş Yeniden Refah Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı, eski bakan ve Samsun Milletvekili Sayın Suat Kılıç.
‘Bugün enflasyonun en büyük nedeni gıda enflasyonu dediğimiz tarımsal üretimin kısıtlılığına dair vesayettir. Köylü mutlaka desteklenmelidir’ demiş.
Köylüden bir günde vazgeçilmedi Sayın Kılıç.
Geçmişi unutmak istediğiniz muhakkak!
İçinde olduğunuz iktidar yıllarında uygulanan politikalarla köylüyü kentli olmaya zorladınız.
Bugün, dünün yanlışlığını fark etmişsiniz.
Bu da bir şey ama biraz geç olmadı mı?