TARAFSIZ olmak bazen farklı algılanabiliyor.
Bir konuyu, bir kişiyi, bir olayı yorumlarken bu hakkınızı kullanabilirsiniz.
Ama çoğunluğun menfaatinin söz konusu olduğu yerde artık doğrudan taraf olmak gibi bir mükellefiyet vardır.
Evet, ben milletten tarafım!..
Doğrudan tarafım!..
Haktan tarafım!..
Üstelik;
Bu kentte yaşayan, yöneten, yönetilen herkesin de bu anlamda tarafını bulması gerektiğini söyleyenlerdenim.
Seçim öncesi özellikle seçilmeye talip insanları yakından takip etmiştim.
Söylemleri doğruluğu, çoğunluk menfaatlerini ilke edinenlerle beraber yürüyeceklerini ifade ediyorlardı.
Şimdi bakıyorum çoğu idareyi maslahatçı olmuş.
“Ne şiş yansın, ne kebap” felsefesiyle yürümeye çalışıyorlar.
Sözüm ona “Herkese eşit mesafedeyim” mesajı vererek şirin gözükmeye çalışıyorlar.
Katılmıyorum!..
Yok arkadaş, herkesle beraber olamazsın!..
Bu kentteki her kesimden yol arkadaşını seçmek ve onlarla yürümek mecburiyetindesin.
Herkes doğru…
Herkes haklı ve herkes makbul olamaz.
Bu sadece bir kolaycılık ve kurnazlık göstergesidir.
Birileri her gün küfrediyor ve gizli gizli kuyular kazıyorsa…
Birileri birbirini görüp görmezden geliyor ve aksine bazılarımız saygı görüyorsa…
Ve bazılarımız bu kaypak ortamda hala güvenilir olarak kabul ediliyorsa...
Kusura bakma arkadaş;
Beni, bizi onlarla bir tutamazsın!..
Çünkü biz;
Karagöz ile Hacivat gibi hep sahnedeyiz.
Hayali küçük Ali gibi perde arkasında değil!..
Ancak bakıyorum da;
Bu şehirde DOYUMSUZ KETENPERECİLER hala iş başında...
Parayı bastırıp,
Azı dişleriyle yeni bir sahne, yeni bir kukla oyununun peşinde...
Güya akıllarınca;
Bazı sektörleri, kişileri dizayn edeceklerine inanıyorlar...
Daha çok kazanmak, daha çok çalmak için!..
O yüzden diyorum ki;
Şimdi TARAF olma, birlikte olma zamanı...
Taraf dediğim;
Bu kentin menfaatidir.
Bu kente duyulan sevgidir.
Bu kentin gelişmesine sevda koymaktır.
Daha da ötesi,
Dürüst ve inanılır olanlarla birlikteliktir.
Öyle ise;
Oyunların içinde oyuncu olmadan, hayalcilere teslim olmadan GELİN TARAF olalım...