BUGÜN yaşı 50’nin üzerinde olanların hatırlayabileceği bir mahalli hatırlatmak istiyorum önce…
Piazza Alışveriş Merkezi’nin kurulduğu alanın Samsun tarafında bir mahalle vardı, hatırlar mısınız?
O kardeşlerim alınmasınlar ve beni bağışlasınlar, “Çingene Mahallesi” olarak anılırdı.
Tek katlı derme çatma evler...
2-3 metrelik daracık sokak bile denilemeyecek uzantılar…
Nüfus kalabalıklaştıkça önüne, arkasına bir oda daha ilave edilen viraneler…
Bir bölümü de, Samsunspor Tesisleri’nin olduğu yerde konuşlanmıştı.
Rahmetli Samsun Belediye Başkanı Muzaffer Önder, 200 Evleri tamamlayıp oraya taşınmalarını sağlamıştı.
Eski görüntüden bir iki kalıntı hala vardır orada…
İşte o mahallenin insanları o daracık patika gibi sokaklarda ve o virane evlerde ömür tüketmiştir.
O dönemde daha Samsun henüz sıhhatli bir kanalizasyon sistemine sahip değil.
Mahallelinin kullandığı evlerden çıkan lağım suları, o daracık sokakların arasındaki kazmayla kazılmış kanallardan dereye akar, belden aşağıları çıplak çocuklarda o lağım sularının içinde oynayarak büyürlerdi.
“Şerbetliler” herhalde diye düşünürdük.
Ellerine tutuşturulmuş ekmek parçalarını kirli sulara bulanmış elleriyle yer, akşama kadar lağım sularının etrafını oyun alanı olarak bellerlerdi.
Ya ben duymadım ya da gerçekten o pisliğe uyum sağlamış metabolizmaları nedeniyle onlar hastalıktan uzak kalmışlardı.
Bir nevi bağışıklık örneği de diyebilirsiniz buna.
Şimdi bu konu nereden aklıma geldi?
Bir-iki gündür Gıda Organize Sanayi’nde yollardaki su birikintileri lağım suyu olarak servis ediliyor.
Orası gıda imalathanelerinin olduğu ve hijyen olarak ileri seviyede olması ve muhafaza edilmesi gereken bir yer.
Gerçekten durum böyleyse ben bazı tedbirlerin mutlaka alınmaya çalışıldığını düşünmek isterim.
Yoksa biz elli sene önceki nesil değiliz.
Böyle bir bağışıklığımız da yok!