EKONOMİNİN çarklarının nasıl döndüğünün çok kimse farkında değil.
Birçok kişinin de umurunda değil.
Herkes kendi taklasında.
Ve de menfaatlerinin ne kadar etkilendiği ile ilgili...
İşsizliğin boyutlarının ne kadar büyük olduğunu söylememe gerek var mı?
13 kişilik iş ihtiyacına binlerce kişinin talip olduğu bir ülke bizimkisi.
Haydi dönelim kentimize...
Sadece Atakum Belediyesi’ne seçimden sonra 4 bin CV bırakıldığını biliyor musunuz?
Merkezden, ilçelerden normal böyle taleplerin olması.
Ne de olsa Samsun’un tek CHP’li belediyesi Atakum’da…
Devlet kapısında iş bulma umudu haliyle belediyelerle örtüşüyor.
“Niye böyle” demeyin.
Devletin bir yatırımı, yeni bir fabrika düşüncesi yokken…
Bugüne kadar yerelde bizi hayatta tutan alternatif sektörlerde bir bir tükenmiş gitmiş.
Birkaç sanayi kuruluşu ve el parmakları kadar özel sektör gücü kalmış elimizde.
Onlarında kapasitesi belli.
Devlete kapağı atma şansı yok!
Borca batmış belediyelerin beli bükülmüş.
Peki, elde ne kalmış?
İnşaat sektörü…
Onların da maliyetleri boğazlarını sıkmaya devam ediyor ama can suyu olmaya devam ediyorlar çevrelerindekilere...
Ellerindekini, avuçlarındakini harcayarak sektörün temsilcilerini ayakta tutmaya çalışıyorlar.
Bunun farkında olmayanlarda onları daraltıp, bunaltmaya devam ediyorlar farkında olamadan.
Her düşünceleri, her yaptıkları yüzde 100 doğrudur demiyorum.
Ama bakın etrafınıza tek hareketlilik onlarda…
Şantiyeler iş kapısı, ekmek umudu olmaya devam ederken biz sermaye sahiplerini kaçırmak için ufak tefek hatalarını dev aynasına sokup onları bu kentten soğutmaya devam ediyoruz.
İnşaat sektörünün çılgın yatırımcılarından ve gözü kara olanlarından bir Vahap Çelik’tir.
Geçenlerde ne dedi, hatırlıyor musunuz?
“Bu kenti terk edeceğim bir daha bir kuruşluk yatırım yapmam!”
Haklıdır, haksızdır herkese göre değişir.
Bir başkası Baran Grubu…
O grubun genç üyelerinden Mahmut Baran.
Henüz 38 yaşında ama yaşından çok yatırımı var Samsun’da.
Duydum ki yatırımlarını ve parasını Bodrum’a taşıma kararını almış.
Hatta bir ön anlaşma yapmış bile…
Onlarla ekmek parası kazanan kalıpçısını, boyacını, sıvacısını, seramikçisini bir düşünün.
Bu işler karşılığı onlara malzeme temin eden sektörleri de…
Ne olacak iki kişi giderse gitsin diye düşünebilirsiniz.
Ama göç, çorap söküğü gibidir.
İlmek bir kere çözüldü mü bir daha toparlayamazsınız.
Demem odur ki, Mahmut ve Vahap’a ve onlar gibilere sahip çıkmak gerekir.
Aksi halde paralarını bankalara yatırıp, faiz sarhoşluğuna kapılanlarla baş başa kalır.
CV pazarlığından umut beklemeye kalır, umudumuz…