TOPLUMSAL yaşam bir bütün.
Daha doğrusu tarafların böyle bakması gerekiyor.
Bir kentte, bir ilçede yaşam ve hizmet planlanırken sadece yönetim planlarını hazırlayanların düşünce ve projeleriyle yapılan planların güdük ve eksik kalacağı bir gerçek.
Yönetenler, yönettikleri toplum bireylerinin toplumsal refahını gözeterek hareket etmek mükellefiyetindeler.
Ama bunu yaparken toplumun arzu, istek ve tespitlerinin de mutlaka dikkate alınması gerekir.
“Ben düşündüm oldu.
Yapabildiğimiz bu.
Geçmişten beri böyle gelmiş” demek meseleyi çözmüyor.
Dün yapılan bugüne hizmet etmiyor ve sorun üretmeye devam ediyorsa yürürlükte olanda bir yanlışlık olduğunu herkes kabul etmelidir.
Sadece kabul etmekle de kalmamalı, kalıcı ve toplum yaşamını sekteye uğratmayacak çözümleri de beraberinde üretmelidir.
Aslında her şey planlamayla başlıyor ve devam ediyor.
Halka hizmet götürmek amacıyla her seçimde iş başına gelenlerin halkın ihtiyacına yönelik hizmet planlarını yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor.
Bunlardan birisi de, Pazar yerleri.
Her gün kentin ilçelerinde muhtelif yerlerde kuruluyor semt pazarları.
Pazarın kurulacağı günün bir öncesinde başlıyor hazırlıklar.
Daha akşamdan başlamak üzere tezgahlar geliyor.
Kamyonetlerle satılacak sebze ve meyveler getiriliyor.
Pazarın kurulacağı sokak ki, bu genelde bulvar üzeri oluyor, o sokakta yaşam sekteye uğramaya başlıyor.
Ertesi gün pazarın faaliyete geçmesiyle ise tam bir kabusa dönüşüyor.
Sokakta oturan vatandaşın oturduğu evin kapısından içeri girmesi bile mümkün olamıyor.
Çünkü tezgahlar keyfe keder her yere kuruluyor.
Apartman girişleri gece geç saatlerde pazar sona erip, tezgahlar kaldırılıncaya kadar girişe engelleniyor.
Bundan daha da bir durum var aslında.
Vatandaşın hastası olsa ambülansa girecek yer kalmıyor.
Allah muhafaza bir yangın çıksa itfaiye araçlarının girmesi mümkün olamayacak durum hasıl oluyor.
Ve bu sakıncalı durum yıllardır devam ediyor.
Çözümü yok mu, var elbette.
Semt pazarları oradan oraya taşınmak yerine butik olarak inşa edilmeli ve orada sürekli kalmalı.
Hatta kapalı pazar yerleri inşa edilmeli ve semtin vatandaşı her gün pazardan alışveriş imkanına kavuşturulmalı.
Bunun için belediyelere büyük görev düşüyor.
Mutlaka her semtte ama hazineye veya belediyeye ait arazilerin bu amaç için tahsis edilme imkânı yaratılmalı.
Yoksa üretilmeli.
Şimdi belediye yetkilileri, “Bu iş yıllardır böyle gelmiş böyle gidiyor. Arazi üretmek zor iş” diyebilir.
Ben de diyorum ki,
“Bu tarz bir düşünce kolaycılığa kaçmaktır. Sizden öncekilerin yapamadığını yapıp halkın karşısına çıkacaksınız ki halk sizin farkınızı görsün. Yoksa bulvar, sokak kapatıp pazar yeri üretmek için size ihtiyaç yok.”
Bilmem anlatabildim mi?