SOSYAL medyada dolaşırken gözüme ilişti.
Okudum hoşuma gitti.
‘Çevre ve Coğrafya’ rumuzuyla yazılan yazı hakikaten dikkate alınması gereken önemli bir ders gibiydi.
Bazen o kadar duyarsız, o kadar umursuz olabiliyoruz ki...
Kuralları uymak bir kenara çiğnemek, kendi egolarımıza uydurmak için hiçbir çabayı esirgemiyoruz.
Hatta daha da ötesi var.
Magandalığa ruhuna nişan yapanlar var.
Dağda, bayırda…
Sokakta, düğünde…
Nişanda, asker uğurlamada…
O kadar çizgiyi aşanlar, o kadar yoldan çıkıp toplum huzurunu bozmaya yönelik eylemlere kucak açanlar var ki…
İşte bu yazı tam da onun ifadesi.
Direkt konuya girmiş yazıyı yayımlayan.
Ben de uzatmadan sizinle paylaşacağım.
BELÇİKA'da düğün konvoyu ile trafiği aksatan 18 Türk'e 5 yıl boyunca trafikten men ve 2000 Euro para cezası verilmiş, 6 araca da el konulmuş.
Davaya bakan hâkimin sözleri ise tam bir insanlık dersi:
"Sadece trafik sıkışıklığına neden olmakla kalmıyorsunuz, aynı zamanda diğer sürücülerin sinirlenmesine yol açıyorsunuz. Davranışınız agresifliğe ve sonucunda ırkçılığın artmasına neden oluyor.
Zaten yeterince ırkçı var, buna karşı durmanız gerekiyor.
Eğer bir parti yapmak istiyorsanız kafanıza kova bile geçirebilirsiniz ancak yolları, amaçları için kullanılmaya bırakacaksınız.
Yaptığınızın diktatöryel bir tarafı var.
Yollar hepimize ait ve kimse kendi malı gibi kullanamaz.
Yolu tıkarken o esnada hastaneye yetişmeye çalışan birinin vaktini çalmış olabileceğinizi düşündünüz mü?
E17 Avrupa'daki en kalabalık otobanlardan biri. Sizin dans edebileceğiniz bir yer değil.’
‘Türk gibi kavramı’ aslında farklı bir aldı ama biz dünyanın her yerinde onu yerle bir etmek için uğraşıyoruz.
Üzüntü verici tabii…
Önümüz yaz olunca...
Bu yazıyı da okuyunca…
Hani düğün-dernek işleri…
Bir hatırlatayım istedim.