ALINAN yeni tedbirler çoğumuzun yüzünü buruşturdu.
Biz böyle bir milletiz.
Yasaklar can sıkıyor.
Aldırış etmiyoruz önce.
İplemiyoruz!
“Bana bir şey olmaz” kabulünün gerçeklerle alay etmek olduğunu fark etmiyoruz.
Hayatla inatlaşmak hoşumuza gidiyor.
Vücut direnci düşük ve özellikle kronik rahatsızlığı olan yaşlıların tedbir amaçlı sokağa çıkmamaları önerildi.
Biz dünyaya bakan gözlerimizin gördüğü yaştayız.
Hiç yaşlanmıyoruz yani!
Dolayısıyla da yaşlılığı kabul etmek istemiyoruz.
İbadetini camide yapmayı alışkanlık haline getirmiş bir amcaya mikrofon uzatılıp, soruluyor; “Korona virüs hakkında ne düşünüyorsun” diye…
“Yok öyle bir şey, uydurma” diyor önce.
Sonra daha da hiddetleniyor; “Nereden çıkmış bu virüs? Kim söylüyor?”
Mikrofonu tutan biraz daha gidiyor amcanın üzerine kasıtlı olarak.
“Devlet açıkladı. Dışarı çıkmak yasak. Camide kapanabilir” deyince kıyamet kopuyor; “Allah’tan başka kimse kapatamaz. Bunu yapacak olanın başına yıkarlar” diye sıralamaya başlıyor amcam.
Bir başkası, “Mikrobu Allah bulutlara serpiyor. Bir iniyor, bir çıkıyor” safsatalarıyla bu konuda ne kadar derin bilgiye sahip olduğunu kanıtlamaya çalışıyor.
Bu biziz!
Mikroba Türk usulü bakışımız!
Çin, 10 milyon nüfuslu kenti karantinaya alıp, iki ayda virüsü kontrol altına aldı.
Hayat mikrobun başladığı yerde devam ediyor.
Bizim ise, dışarı çıkmayıp evde kalınca “Hayat duracak!” diye, ödümüz b.kumuza karışıyor.
HAYAT DURDU MU?
ALINAN yeni tedbirler çoğumuzun yüzünü buruşturdu.
Biz böyle bir milletiz.
Yasaklar can sıkıyor.
Aldırış etmiyoruz önce.
İplemiyoruz!
“Bana bir şey olmaz” kabulünün gerçeklerle alay etmek olduğunu fark etmiyoruz.
Hayatla inatlaşmak hoşumuza gidiyor.
Vücut direnci düşük ve özellikle kronik rahatsızlığı olan yaşlıların tedbir amaçlı sokağa çıkmamaları önerildi.
Biz dünyaya bakan gözlerimizin gördüğü yaştayız.
Hiç yaşlanmıyoruz yani!
Dolayısıyla da yaşlılığı kabul etmek istemiyoruz.
İbadetini camide yapmayı alışkanlık haline getirmiş bir amcaya mikrofon uzatılıp, soruluyor; “Korona virüs hakkında ne düşünüyorsun” diye…
“Yok öyle bir şey, uydurma” diyor önce.
Sonra daha da hiddetleniyor; “Nereden çıkmış bu virüs? Kim söylüyor?”
Mikrofonu tutan biraz daha gidiyor amcanın üzerine kasıtlı olarak.
“Devlet açıkladı. Dışarı çıkmak yasak. Camide kapanabilir” deyince kıyamet kopuyor; “Allah’tan başka kimse kapatamaz. Bunu yapacak olanın başına yıkarlar” diye sıralamaya başlıyor amcam.
Bir başkası, “Mikrobu Allah bulutlara serpiyor. Bir iniyor, bir çıkıyor” safsatalarıyla bu konuda ne kadar derin bilgiye sahip olduğunu kanıtlamaya çalışıyor.
Bu biziz!
Mikroba Türk usulü bakışımız!
Çin, 10 milyon nüfuslu kenti karantinaya alıp, iki ayda virüsü kontrol altına aldı.
Hayat mikrobun başladığı yerde devam ediyor.
Bizim ise, dışarı çıkmayıp evde kalınca “Hayat duracak!” diye, ödümüz b.kumuza karışıyor.