BUGÜNDE koronayı konu tutacağım için özür diliyorum.
Biliyorum, sıkıldınız…
Televizyonlarınızı açtığınızda...
Gazete sayfalarını çevirmeye başladığınızda…
Eş, dost sohbetinde (gerçi bu ara çokça mümkün değil) konu, korona…
Kimse laf olsun diye gündemine almıyor elbette.
Ciddi boyutlara ulaşmaması için herkesin kendince katkı yapmaya çalıştığı, ulusal güvenliğimizi ilgilendiren bir konu.
Hepimiz ucundan, kıyısından kendimizce tedbir alıp, uygulamaya çalışıyoruz.
Kendi adıma hijyen anlamında asla ufacık olsun bir tavizim yok.
Bu illetten uzak durmanın ilk önlemi ve kuralı, hijyen…
Eller bileklere kadar, parmak aralarına temas edilecek şekilde sabunla 20 saniye müddetle yıkanacak.
Olası dışarı çıkmalarda elle teması asgariye indirip, elinizi yüzünüze, gözünüze sürmeyeceksiniz.
Kimseyle tokalaşmayacaksınız, sarılıp öpüşmeyeceksiniz.
Kalabalık yerlerde bulunmak yok.
Alışveriş zorunlu ise mümkünse tek kullanımlık eldivenlere sahip olmakta fayda var.
Bunlar bireysel önlemler.
Bir de devletin aldıkları var.
Uygulanan, uygulanamayan…
Bazı sektörlerde çalışma devam ediyor.
Özellikle inşaat sektöründe.
Kalıpçısı, betoncusu, sıvacısı, tavancısı hepsi çalışıyor.
Zaman zaman yokluyorum onları, önlemlerini soruyorum.
Ekiplerindeki elamanlarla ayrı ayrı çalıştıkları için yakın temas yok ama ne de olsa başka mekanlardan gelen malzemeleri kullanıyorlar.
Akşam evlerine gittiklerinde iyice temizlendiklerini söylüyorlar.
Ekmek parası, kolay değil ama tedbir her sektörde şart.
Özellikle de halka, “Tedbirli olun, Hijyene dikkat edin. Yakın temastan kaçının diyen devlet yetkililerine.”
Ama bunu söyleyenlere bakıyorum kendi aralarında böyle bir hassasiyet göremiyorum.
Samsun Valisi Sayın Osman Kaymak’ın kendi başkanlığında yapılan İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu Toplantısı’ndaki görüntü mesela.
Ben resim karesinde sayın vali ile beraber 17 kişi saydım.
Hepsi yan yana, temas halinde.
‘Hayati Kararlar’ alınırken, kendi hayatlarını pek umursamamışlar galiba.