DİNLEDİĞİMDE çok hoşuma gittiği için paylaşmak istedim sizlerle…
O iki şey diyorum ya;
Pandora’nın Kutusu gibi adeta.
Açtıkça boşalıyor.
Boşaldıkça derinleşiyor.
“ENDİŞELENMEN gereken yalnızca iki şey var bu hayatta:
Sağlıklı mısın, hasta mısın?
Eğer sağlıklıysan endişelenecek bir şeyin yok.
Ama eğer hastaysan, yine iki seçeneğin var;
İyileşecek misin, kötüleşecek misin?
Eğer iyileşeceksen, endişe edecek bir şeyin yok.
Ama kötüleşirsen yine iki seçeneğin var:
Ya yaşayacaksın, ya öleceksin!
Eğer yaşarsan, yine endişelenecek bir şeyin yok.
Ama eğer ölürsen, iki şey seni bekliyor.
Cennete mi gideceksin, cehenneme mi?
Cennete gidersen, yine endişelenecek hiçbir bir şeyin yok.
Ama Cehenneme gidersen, orada da iki seçenek var:
Nasıl olsa yanacaksın da;
Orijinal mi?
Ekstra çıtır mı?..”
Bu bir mizah tabii…
Bize hayatın seçeneklerinin derinliğini hatırlatıyor.
Neyi seçerseniz,
Hangi yolda yürüseniz,
Başınıza neler gelebileceğini sakın ola sığ düşüncelere sığdırmayın,
Dar kalıplara sokmayın, diyor.
Ne iyiye vardım diye sevinin çokça.
Ne de kötüye vardım diye karamsarlığa teslim olun.
Her iki ahvalde de sizi iyiye götürecek ve kötüyü yaşatacak oldukça seçenekleriniz olacaktır.
Önemli olan bu seçeneklerin derinliğinde nerede duracağınız ve neyi seçeceğinizdir önemli olan.
Yani, ne karamsarlığa kapılın.
Ne iyimserliğe teslim olun.
Ne de, gereğinden fazla sevgi dolu olun…
Şairin dediği gibi;
“Hatası olmasa da kaybeder insan.
Bazen çok sevmekten,
Bazen çok değer vermekten.
En çokta iyi niyetinden…”
İyi hafta sonları hepinize…