SEVGİ yaşadığımız dünyanın en çok iz bırakan ve en derin duygusu.
Hadi ben bugün seveyim diyemiyorsunuz.
Onun, ne zamanı, ne tarifi var.
İçinizden coşup geliyor.
Tüm vücudunuzu sarıp sarmalıyor.
Sizi kendi esaretine alıyor.
Sevene, “Neden seviyorsunuz” diyemiyorsunuz.
Yargılanacak bir duygu değil çünkü…
Hepimizin en insani tarafı.
Biliyorum bugün ülkenin içinde bulunduğu durum itibariyle, “Başka konu yok mu” diyenler çıkabilir aranızda ama…
Madem insanız…
Madem kendimizi diğer canlılardan üstün tutuyoruz.
O zaman duygularımızın yargılanmasına ve tezahürünün sorgulanmasına itiraz etme hakkımız da yok.
Beni severseniz…
Bunu bilir, anlarım.
Varsa karşılığı vermeye çalışırım.
Yoksa dönüp giderim zaten.
Çünkü ben insanım.
Kendimi ifade edebilecek yetileri bana vermiş yaradan.
Konuşabilirim...
Duygularımı dillendirebilirim...
Peki, pek çoğumuzun itip, kaktığı hayvanlar ne yapacak?
Hani size, bize sevgilerini karşılıksız sunan o masum yaratıklar.
Onlar ne yapacak?
Gün geçmiyor ki hayvanlara yapılan zulmü gösteren haber okumayalım, izlemeyelim.
Çıktığı ağaçtan taşla düşürülen…
Boynuna bağlanan iple araç peşinde sürüklenen…
Bin bir işkenceyle can çekiştirilen o zavallı, masum yaratıklar.
Bu nasıl bir vicdandır?
Bu nasıl bir sevgisizlik ve sevgiden nasip almamaktır?
Bu tür vicdansızlıktan keyif alan zalimlere söylenecek tek bir laf var?
Hayvanı sevmeyen insanı da sevemez!
Sakın ola bana, “Seni seviyorum falan denmeyin!”