RENGARENK görüntüler vardı dün hem kentte, hem ülkede.
Çocukların bayramıydı belki ama biz büyüklerde istifade ettik.
En azından gülücükler vardı yüzlerde.
Koltukları emanet alan çocuklar barış mesajları veriyorlardı.
Birbirine kızan yoktu.
Birbirini kötüleyen, ayrıştıranlar da!..
Kısa sürede olsa barış rüzgarları estirdiler.
Saf ve temiz yürekleriyle gönülleri fethettiler.
İşgal ettikleri koltuklardan tüm ülkeye, dünyaya kardeşliğin ön planda olması gerektiğini söylediler..
Yapmadıkları şeyde çoktu.
Birbirlerini hiç kötülemediler mesela..
"Gittiğin yere niye gittin" diye soran da olmadı!..
"Gelirken, geldiğin yerin neresi olduğunu önceden düşündün mü" diyen de..
Peşin hesapları toktu..
Çocuktular belki ama her şeye vakıftılar..
Rehberleri sevgiydi..
Çıktıkları yolda ulaşacakları hedefte sadece ve sadece ülkenin, yatının büyükleri olan çocukların refah ve huzuru vardı..
"Dün başka, bugün başka"demediler..
Gelen, elini uzatan kim olursa olsun, sırtlarını dönmediler..
"Bu bizden, şu sizden " muhasebesine girmediler..
Onları bu ülkeyi emanet eden iradenin yapacakları her icraat, söylecekleri her sözün haşlkon mutluluğğu ve refahı için olduğunu duruşlarıyla belli ettiler..
Çocuklar barış ve sevginin simgesidir..
İstesenizde yüreklerine, kin tohumları serpemez, yetiştiremezsiniz..
Akıllarından geçen, düşündükleri her ne ise, yüzlerine vuıran ifade de o dur!..
Aslında kendilerine büüyük diyenlerin ihtiyacı olan da, budur..
İşte onun için diyorum ki;
Her şey dün gibi olsa..
Çocuklar gibi şen, sevgi dolu olsak..
Dostça bakabilsek birbirimizin gözlerine..
Ve ellerimizi her daim barışa uzatabilsek..