BİRİNCİSİ aramızda yaşayan muhtaç inanlara uzatılan el hakkında…
Aslında düşüncem tüm belediyelerin pandemi ve kış döneminde ihtiyacı olan vatandaşlarımıza yaptıkları katkıları sizinle paylaşabilmek.
Hatta bu konuda bir belediyemize ulaştım bile ama düşüncelerimin karşılığını alamadığım ya da karşımdakinin ne demek istediğimi algılayamadığını gördüğümde farklı bir yaklaşıma gitmeye karar verdim.
İlk olarak Büyükşehir Belediyemizin, daha sonra da ilçe belediyelerimizin bu konudaki çalışmalarını dinlemek ve bir rapor halinde alıp sizlerle paylaşmayı uygun buluyorum.
Elbette aynı hassasiyet ve ihtiyacı sayın belediye başkanlarımız da paylaşırsa…
Yine de onların kamuoyuyla paylaştıkları olumlu adımlarını size bir kez daha hatırlatmakta bir beis yok.
Gerek ekonomik koşullar, gerekse kış şartları fakir, fukara ve muhtaç vatandaşlarımızın ellerinden tutulması zaruretini öne çıkartıyor.
Bu anlamda Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin anlamlı bir çalışmasını okudum, mutlu oldum.
Bu karda kışta, hava ayaza çekmişken sıcacık odalarında oturanları dışarıda kalanların neler hissettiğini bilmeleri mümkün değil.
Canlı her varlığa uzanacak insan eli, hayırların en büyüğüdür.
Hele ki bu canlı, insansa…
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir’in, sokakta kalan vatandaşlarımıza sıcak bir yuva sunabilmek için inşa ettirdiği, “Geçici Barınma Evi” bu anlamda gerçekten önemli bir hizmet.
İstifade edenleri hayır duası yeter de, artar bile…
İKİNCİ KONU, geçen hafta kar yağışı sonrası oluşan fırtınada Karadeniz dalgalarının sahilimizde yarattığı tahribat..
Zaman zaman bazı vesilelerle bunu hep söylüyorum;
Atakum’un en eskilerindenim.
Son 60 yılını iyi bilirim.
En bakir, en güzel, doğanın insan eliyle tahribata uğratılmadığı günleri, yaşıtlarımla doya doya yaşadım.
Karadeniz dalgalarının bugün Atatürk Bulvarı olarak geçen ve eskiden Bafra Şosesi olarak anılan karayoluna kadar ulaştığına bu gözler çok şahit oldu.
Denizin ulaştı yerler onundur.
Ne vazgeçer…
Ne bırakır…
Bir gün gelir, bunları tek tek hatırlatır.
Sahile yapılan yatırımları ne küçümseyebilir, ne kötüleyebilirim.
Ama o güzelliklerin gerçek sahibi olan Karadeniz’in de, kendi güzelliklerini geri almak tabiatına da karşı çıkamam.
İşte geçen hafta sahilde olan budur.
Mal sahibi, kendisine ait yerlere sahip çıkmak ve geri almak isteğini yine ortaya koymuştur.