KİMSENİN işinin kolay olduğunu söylemek mümkün değil.
İster zengin olsun ister fakir herkesin kendine göre bir derdi, sıkıntısı var.
Yani bunun parası vardır, mülkü çoktur diye insanları hayatlarının her döneminde mutlu olduklarını düşünmek ve söylemek haksızlık olur.
Yaşadığımız her gün dünü aratıyor, kabul…
Hiç itirazım yok.
Ama dünyada maldan, mülkten, paradan daha önemli şeyler var.
Yeni kuşağın bilmesi mümkün değil.
Yaşı 50’den yukarıda olanlara sorun, söylerler.
Babalarının, dedelerinin döneminde ticarette senet sepet olmazdı mesela…
Biri, diğerine, “Sana şu zaman, şu kadar para öderim” derse kimse kuşku duymazmış.
‘Gel bunu akit altına alalım’ demezmiş.
Ağızdan çıkan söz borca da borçsuzluğa da yetermiş.
Borçsuz insan var mı?
Küçük büyük herkesin vardır mutlaka…
Ve bu borcu kapatmak için bir planları da…
Borcu ön plana çıkartıyorum ki vurgulu olsun diye…
Yoksa asıl amacım harcamalardan, borçlardan bahsetmek değil.
İnsan yaşantısına asalet katan davranışları ön plana çıkartmak maksadım.
Adamdır dedirtmek…
Öyle davranmak…
Öyle anılmak…
Özüyle, sözüyle bir olmak.
Bir laf etti mi, sonuna kadar güvenilir olmak.
‘Dildir söyler’ safsatasının ardına sığınmamak!
Çiğ süt emmiş insanoğlu…
Hırsına, arzusuna yenilir bazen…
Hayatı hep kazanmak olarak görür.
Çalışırsan kazanırsın tabii…
Kazan da…
Ama insan dediğin;
Bir söz etti mi!
Bir söz verdi mi!
Bir sözle insanları umuda gark etti mi!
İpine, sapına kadar sahip çıkacak sözüne…
Dün öyle, bugün böyle dersen,
Önce sözünden şüphe ederler...
Sonra özünden!
Bilmem anlatabildim mi?