TÜRKİYE liglerinin köklü iki kulübünün maçı gerçekten önemliydi.
İlk yarının ilk maçını oynarlarken, “İki şampiyonluk adayının karşılaşması” diye yazmıştım.
Dün iki takımda sahaya çıkarlarken Samsunspor ilk onbirinde devre arası transferlerinden üçüne yer vermişti.
İlk kez forma giyen futbolcular için gerçekten zordur.
Yeni şehir, yeni takım ve yeni forma arkadaşları.
Açık söyleyeyim yeni transfer olan üç futbolcuda sırıtmadı.
Yasin, zaten çok tecrübeli bir oyuncu.
Nerede, ne yapacağını kimsenin söylemesine ihtiyaç yok.
İhtiyacı olan tek şey, biraz daha güçlenmek ve takım arkadaşlarının onun futbol anlayışını daha iyi anlamaları.
DjeDje, orta sahaya güç ve sertlik katmış.
Gökhan Karadeniz her iki kenarı kullanarak ve gezegen oynayarak katkı koyarken aynı zamanda Saviçeviç’in oyun alanını genişleterek işini de kolaylaştırmış.
Genele baktığımızda ise Samsunspor’u ilk yarıya oranla daha mücadeleci ve gol yollarını her şekilde zorlayan bir ekip olarak gördük.
Birçok pozisyon yakaladılar ama golcü patentli bir oyuncu olmaması, golün çok geç gelmesine neden oldu.
Tek golün sahibi Nadir Çiftçi ise iyi niyetli ve mücadeleci oyununun ödülünü aldı diyebiliriz.
Oyuna sonradan giren Mathias Coureur kısa bir zaman diliminde oynamasına rağmen kalite bir oyuncu izlenimi verdi.
İkinci yarının ilk maçında Samsunspor’un takım olarak ilerisi için ışık verdiğini söyleyebilirim.
Misafir takım Altay birbirini tanıyan oyunculardan kurulu bir takım.
Kenarları kullanarak zaman zaman gol arayışında bulundular ama defans ve özellikle kaleci Nurullah, onlara ümit verecek hata yapmadılar.
Hakemler için çok fazla bir şey söylemeyeceğim zira çoğuna yakını futbolu bilmiyor.
Rakip ceza sahasında omzundan çekilerek durdurulan Coureur’un pozisyonuna penaltı düdüğü üfleyemeyen hakeme övgü düzecek halim yok.
Övgü demişken onu hak eden bir başka grup var.
Bu güzelim zemini hazırlayan ve futbol için en müsait şartı yaratan kardeşlerim övgüyü gerçekten hak ediyor.