VİRÜS zaten bir başına hayatımızı karartmaya yetmişti.
Ekonomimizi bile uykuya yatırmıştık onun sayesinde.
Ama hazır ondan bahis açmışken bir-iki şey söylemeden geçmeyelim.
Bu sorun halen devam etmekte.
Hükümetin ekonomik nedenlerle bazı serbestlikler tanıması sizi yanıltmasın.
Bakın Samsun’da bir mahallenin karantina altına alındığı ve vaka sayılarında artışlar gözlemlendiği söyleniyor.
Evde kalma olayını ben de sevmiyorum ama bu her şey bitmiş gibi tedbirsiz davranışları desteklediğim anlamına da gelmiyor.
Birey olarak kendimizi daha uzun süre korumamız gerektiğini söylemeliyim.
Doktorların ekranlarda söyledikleri kadar söyleyemedikleri olduğunu düşünüyorum.
Birçok uygulamaya katılmıyorlar belki ama seslerini de çıkartamıyorlar.
Onun yerine bizi tedbirli olmaya sevk çabasını güdüyorlar.
O halde lütfen herkes en azından kendi tedbirini evinde ve dışarıda en üst düzeyde sürdürmeye devam etmeli.
‘Bu illet hayatımızı karartmaya yetmişti’ diye başlamıştım.
Çünkü bizi üzen olaylar bununla da kalmadı.
Kahraman Mehmetçiklerimizden gelen acı haberle bir daha irkildik, üzüldük.
Samsunlu bir evladımız, İblid’de şehit düşmüştü.
Toprağa verildi.
Allah’tan tekrar rahmet diliyorum ona.
Sonra bir başka acı, sevgili kardeşim Tarık Kaptan’dan geldi.
Uzun süredir hastalıkla boğuştuğunu biliyordum.
Sanırım korona cabası oldu!
Hakikaten iyi bir Samsunsporluydu…
Yönetime girmeden önce özel arabasıyla her deplasmana geldiğini görürdüm.
1990-91 sezonunda birkaç arkadaşla birlikte onu da yönetime dahil etmiştik.
Sonrasında sevdasını uzun yıllar yönetici olarak sürdürdü.
Şimdi hepimizin bir gün yaşayacağı sona bizden önce ulaştı.
Toprağı bol olsun…
Çok üzüldüm.
Pandemi kuralları nedeniyle cenazesine katılamamak beni daha da üzdü.
Eşi, sevgili Nesrin’e, yakınlarına, dostlarına sabırlar diliyorum.
Allah rahmet eylesin kardeşime…
Ne zaman olur bilmiyorum, yeni adresinde bir gün buluşabilmek dileğiyle...