Bu konunun muhatabı olmayı da…
Benim insanları karşı karşıya getirmek gibi bir niyetim olmaz.
Kimin söyleyecek bir şeyi varsa muhatabını karşısına alır söyler.
İşin özün kamu ve toplum menfaatidir.
Ben de bu düşüncenin yanında yer alırım.
Efendim, Atakum Belediyesi’nin şirketi nedeniyle bir tartışma var.
Karşılıklı iddialar bu tartışmayı alevlendiriyor.
Belediyenin hukukçu başkanı işi adli boyutlara taşımış, yargı çözsün demiş.
Doğrusunu da yapmış.
Dolayısıyla Cemil Deveci bu konuda konuşmamayı tercih edip kararı yargıya bırakmış.
Geçen dönem meclis üyesi olan Mustafa Tüfek ise, bu konuda bir şeyler söylemek istediği için Yazı İşleri Müdürü kardeşim Ersin Sarıalioğlu’na konuştu.
Bu konuşma pazartesi günü haber olarak gazetede yayımlandı.
Ben de köşemde hiç konuya girmeden bir meclis üyesinin araştırıcı, soruşturmacı bir kimliğe sahip olması gerektiğini belirterek Mustafa Tüfek’i örnek gösterdim.
Adı üzerine tartışma açılan Şirket Müdürü Osman Temiz kardeşim bana biraz sitemkar bir mesaj atıyor.
Mesajında geçmişte yaşanan bazı olaylar ve Mustafa Tüfek ve yakınları için gündemde olan suç hatırlatmaları var.
Kendisine de söyledim.
Yargının müdahil olduğu bir konuda yorum yapmam doğru değil.
Polemiğe girmem.
Polemik yaratacak yeni beyanlar üretmem.
Bu kardeşime de aynı şeyleri tavsiye ettim.
Gerçekler ve doğrular üzerinden yürüyüp haklılığını ispatlaması gerektiğini söyledim.
Şayet eski defterler üzerinden yürünüp yeni sayfalar açılmaya kalkınırsa konunun özünden uzaklaşılır.
İş sulanır.
Ben de böyle bir ortamı sevmem.
Gelişmesine katkıda bulunmak istemem.
Bu konuda da öyle…
Bir araştırma komisyonu kurulmasını ve kendisinin de bu komisyonda ifade vermek istediğini söyledi.
Yetki Meclis’in.
Komisyon kurulur mu?
O komisyonda, Temiz’in ifadesine başvurulur mu, onların işi.
Aynen şirket konusunda yetkinin yargıda olduğu gibi…