19 MAYIS sadece kent tarihi değil ülkemizin tarihi geçmişi ile ilgili son derece önemli bir gün.
Her ne kadar bugünün önemini fark edemeyen, ya da etmek istemeyen mihraklar aramızda yaşıyor olsa da biz biliyor ve kabul ediyoruz ki bugün yaşadığımız topraklardaki özgürlüğümüzü Ulu Önder’in o tarihteki Samsun yolculuğuna bağlıyız.
Çok değil iki gün kaldı o tarihi güne…
Samsun ve o tarihi günü hissedenler bir başka hazırlanacaklar.
Bugünün keyfini, o günün meşakkatine bağlı olduğunun bilincinde olanlar, 19 Mayısları geleceğe aktarmak için üzerlerine düşeni yapacaklar diye umuyorum.
Sadece sıradan vatandaşlar için değil siyasiler içinde önemli bir tarihtir, 19 Mayıs…
O nedenle ama hissederek ama zorunlu ve tarihin akışına uyarak siyasilerde bugünün kutlanışında rol veya roller üstlenmek yolunu tercih ederler.
Kimin duygularında samimi, kimin olmadığı konusunda ahkâm kesecek değilim.
Her birey kendi ufkunda bu mütalaayı yapabilir.
Aslında benim derdim de değil.
Ben 19 Mayıs’ta, Samsun’a geleceği dillendirilen iki liderin gelişiyle ilgiliyim daha çok.
Hem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hem de İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, Samsun’u ve 19 Mayıs’ı programlarına aldıkları söyleniyor.
Eh, gözleri aydın olsun bazı arkadaşların…
İki lider bir arada…
Bundan daha güzel fırsat mı olur?
Seçimlere şunun şurasında ne kaldı ki?
Hadi bakalım, giyinin bayramlıklarınızı…
Bağlılıklarınızı lisani münasiple dile getirin.
Gün, 19 Mayıs ama olsun!
Kim neyi takdim edecek diye de düşünmeyin.
Siz önce kendinizi takdim edin.
Ama etrafınızda şakşakçılar da olsun.
Olsun ki, bu halk sizi ne kadar seviyor, iki lider de görsün!
Yarın bir gün dosyalarınız önlerine geldiğinde, sizi hatırlatacak olan bu sevgi ve ilgidir.
Biz 19 Mayıs’ı, bize özgürlüğü açan tarihi yolu hatırlayıp, kutlarken size ufak bir tavsiye;
Siz, fırsat bu fırsat deyip;
Kendinizi takdim edin!
Eşek değiliz ya, önünüze geçmeyiz!