YILLARDIR hayatımızda varlar.
Yaşı 50’nin üzerinde olanlar hatırlarlar.
Şehir içinde çalışan dolmuşlar vardı.
Ulaşım onlarla sağlanırdı.
Atakum’da mesela Kurupelit’e kadar giden 5 dolmuş çalışırdı.
Çakır, İki Ahmetler hatırladıklarım..
Sonradan artık tanıyamamaya başladık.
Çünkü şehir büyüdü, sayıları arttı.
Bir, iki derken dört dolmuş hattı birden kuruldu.
Hepsi dernekleşti, başkanını seçti.
Sözleri de geçiyordu, çünkü kalabalık bir seçmen kitlesine sahiptiler.
Son yıllarda artık neredeyse yolda yanımızdan geçen üç arabadan biri dolmuş.
“Ben genellikle sağdan kaynak yapmalarına hiç ses çıkartmam.Akşama kadar ekmek parasına direksiyon sallayan şoför esnafı, bir yolcu fazladan kapabilmek için önde olmak mecburiyetinde” diye düşünürüm..
Ama şimdilerde dertleri farklı.
Çünkü hayatımızı derinden etkileyen Korona illeti onları da vurmuş durumda.
Mesela ben, kendi özel arabam var ama ihtiyacım olsa dolmuşa biner miyim?.
Asla binmem!..
Onlara karşı bir tavrım olduğundan değil.
Sağlık açısından kendimi korumak için binmem..
Sanırım onlara yolcu olan birçok insan da öyle düşünüyor ki, yolcu taşıma kapasiteleri düşmüş.
Tedbirler nedeniyle istedikleri kadar yolcuyu zaten alamıyorlar.
Şimdi kapasiteleri, 7 yolcu olmasına rağmen 4 yolcu taşımak zorunluluğu ile karşı karşıyalar.
Totalde ise, işleri yüzde 70 oranında düşmüş.
Ciddi biçimde mağdur şoför esnafı.
Bu durumda ne beklenir?..
Devlet’in onlara el atıp, desteklemesi.
Ama bugünkü durumda o da pek mümkün görünmüyor..
Günlük hayatımız içinde önemli bir sektör ama vatandaş olarak elimizden bir şey gelmiyor.
Allah hepsinin yardımcısı olsun..