CİDDİYETSİZLİK terbiyesizlik derecesine vardığında artık orada biraz durup, durumu sorgulamak gerekiyor.
Toplumda birlikte yaşamanın, sağlıklı yaşamanın kuralları var.
Bana ne, ben uymam deme hakkınız yok.
Yanlışta ısrarcı olursanız başınıza gelecekler de katlanmalısınız.
Kişi ihmalkâr olabilir.
Yanlışta ısrarcı da…
Ama kural koyucunun bunu disipline etmek yetkisi vardır.
Özellikle son aylarda tüm dünya ile beraber yaşadığımız virüs illeti başımızdayken herkesin üzerine düşeni yerine getirmesi gerekiyor.
Bu kentte yaşayan bizler Samsun’un vaka sayısının artış hızında geride kalan 5 il arasında olmasına sevinmiştik.
Ama art arda gelen bazı haberler toplumda hem infial yarattı hem de tedirginliğe yol açtı.
Bazı iş yerleri ve kurumlarda tespit edilen korona vakası nedeniyle karantina uygulayan da var, pas geçen de…
Ama vaka araştırmasında pas geçmek, ihmalkar davranmak öyle affedilir bir şey değil.
Kurum ismi vermeden geçmek istiyorum ama korona virüsü taşıyanlarla, korona testi yaptırmak isteyenleri aynı ortamda bulundurmak ne sağlıklı bir yöntem, ne de akıl işi…
Bir sağlık kurumunu yönetenler böyle bir ihmalkarlığa imza atıyorsa, halkı tedbir almamakla nasıl itham edebiliriz ki?
Kural demişken Samsun’da tramvayda çekilmiş bir fotoğraf çok dikkatimi çekti.
Karşılıklı oturmuş biralarını dikleyen gençlerin durumu toplum olarak nereye yürüdüğümüzün açık resmi.
Hadi turnikeden geçerken görevliler fark edemedi.
Sürücü koltuğunda oturan her kimse aynasından görüp bunu ihbar etmez mi?
Bu tür nahoş davranışların toplumun birlikte olduğu ortamlarda tekrarlanmaması için olayların takipsiz bırakılmaması gerekir.
O biraları içenler, damarlarında kan deli kanın gereğini yerine getirmiş olabilirler.
Ama o kanı soğutmak ve kurallara uydurmakta bu toplumu yönetenlerin ve aklıselimin görevi değil mi?