KURBANLIK diyorum ama bu kelime ülkede yaşayan çok insana yabancı geliyor.
Alım gücü yok önce…
Vatandaş günlük derdini halletmek derdine düştüğünden geleceğe dair bir planlaması yok.
Eee günü kurtaramayan biri Kurban Bayramı için ne yapacağını düşünebilir mi?
Çoğunluk düşünmüyor, düşünemiyor zaten.
Ülkenin Diyanet İşleri Başkanı'nın, 'Emeklilere kurban kesmek zorunlu değil' demesine laflar edince…
İşçi-memur geçinme derdine düşünce kurban için plan yapan kim veya kimler kalıyor geriye?
Tuzu kuru olanlar…
Para derdi olmayanlar…
Bir de dini vecibelerine düşkün olup borç, harç kurbana para yatıranlar…
Bir deşin insanları, 'Biz zaten kurbanlık hale geldik. Bayramda neyin kurbanı' demiyorlar mı?
Ama hali vakti yerinde olan arkadaşlarımın aylar öncesinde kurbana girdiklerini, satın aldıkları yerlerde besiye bıraktıklarını biliyorum.
Şimdilerde hakikaten lüks hale gelen kurbanlıkların, yeni gelinler gibi boy boy resimleri var telefonlarda…
Her ziyarete gidildiğinde yeni resimler çektiriliyor, kurbanın ne kadar semirdiği yorumları yapılıyor.
Bu konuda bir başka husus var ki gerçekten çok ilginç.
Kurbanlık kendi içinde borsa gibi…
Altın gibi, dolar gibi yükseliyor da yükseliyor.
Bunu gören kurban sahipleri, kurbanlarının resimlerini alana çıkartıp yeni değerinden bir başka sahiplendirmeyi bile saşa halli de olsa dillendiriyorlar.
Yıllar öncesi kim kurban alacak, kim almayacak diye bir tartışma yoktu bu ülkede.
Fakir yine vardı elbette…
Kurbanlarını kesenler o fakirler ve mahalle halkından ihtiyaç sahiplerini tespit eder, kesildiğinde ilk parçaları onlara gönderirlerdi.
Zaman geçti, devran döndü...
Artık değeri alındığından bugüne katlanan kurbanlıkları elden çıkartmayı bile düşünüyor insanlar…