UZUN yıllar iktidar koltuklarını paylaşanların zaman içerisinde çalışma şevki ve arzularını kaybetmeleri normaldir.
Bir müddet sonra her şey alışkanlık haline gelir.
Alışkanlık rutine…
Rutin umursamazlığa dönüşür.
Ülkemizde ilk kez aynı siyasi sistemin 20 yılını iktidarda doldurduğuna şahit oluyoruz.
Bu kadar uzun süre aynı performansa sahip olmak mümkün değil.
Bir taraftan yönetmenin ağırlığı...
Bir taraftan iktidar nimetlerinden faydalanmak isteyenlerin baskısı, kişiyi gün gelir ilk başlangıç günleri ile tezat hale getirir.
İlk günlerdeki dört elle sarılmalar uzun sürelerin ardından yerini nasıl olsa olura getirir.
Bu küçük büyük en yetkisizinden en yetkilisine kadar etkisini gösterir.
Zaman zaman bu nedenle tazelenme çabaları baş gösterir.
Yeni bir il başkanı…
Yeni ilçe başkanları…
Değiştirilmiş meclis üyeleri hatta milletvekilleri metal yorgunluğu tanımına takılırlar.
Ben siyasette iktidarın herhangi bir yerinde 20 yıl geçirmiş birinin bir başka göreve atanmasıyla taze kuvvet olacağına inanmam.
Giden ne ise, gelende o olur.
Değişim derseniz, o da isimlerde olur.
Şimdi bugünlerde metal yorgunluğu nedeniyle yapılacak görev değişiklikleri duyuruları bence hizaya getirme metodudur.
Zaten nasıl geldiği belli olanların nasıl gideceklerinin bilmeleri nedeniyle çok etkisi olmaz.
Zira yorgunluk sadece şurada olur, bu kademede olur gözüyle bakmak işi çözmez.
84 milyonluk bir ülkenin yönetimini üstlenmiş kadroların her kademesinde aynı yorgunluğa rastlamak mümkündür.
Işık veremediğiniz sürece aşağıdaki karanlıkları aydınlatmak zor olur da, kabul ettirmek daha da zordur.
Metal bir bütündür.
Orası yorgun, burası dinlenik diye bir ayrım anca macera olur.
Sonuçta bu ülkede siyaset zaten zor zanaattır.
Bu işe girenlerin yıllara sari olarak yorgun düşmesi de bilinen bir sonuçtur.