MUHALEFETİN sahip olduğu yerel yönetimlerde her zaman borç kavgaları olmuştur.
İlk kurulduğunda, Büyükşehir Belediye Başkanı rahmetli Muzaffer Önder ile aynı partiden olmasına rağmen Atakum Belediye Başkanı Metin Burma'nın da zor durumlar yaşadığını biliyorum.
Büyükşehirin her ilçeye verdiği katkılarla kurulan alt belediyeler finansal olarak hep zorluk ve yokluk yaşadılar.
Rahmetli Önder, Canik Belediye Başkanı Av. Şefik Yazgı'ya verdiği desteği Burma'dan, dolayısıyla Atakum'dan esirgemiştir hep.
Bunun sonucunda da maaş ödemelerinde her dönem sıkıntı yaşamıştır belediye…
Tabii yıllara sari olarak iki kez iktidarın eline geçen belediye sonrasında CHP'li adaylara teslim edilince,
İlk kuruluş yıllarında olmayan bir başka tavır daha iktidar tarafından hayata geçirildi.
Borçların tahsili konusunda muhalefet belediyelerinin hiç gözünün yaşına bakılmadı.
Paralar çatır çatır kesilip, öyle gönderildi.
Çok eskiyi deşmeye gerek yok.
2019-24 döneminde Atakum Belediye Başkanı seçilen Av. Cemil Deveci de tatlı bir dönem geçirmedi.
Dönemi boyunca borçlarla, maaş ödemeleri ile boğuştu, durdu.
Bunu bilerek göreve geldiler elbette.
Ama halk bir şekilde belediyesinden hizmet bekliyor.
İşçi alımı bekliyor.
Maaş ödemelerinin yapılmasını bekliyor.
Halk ve personel bekliyor ama belediye ve başkanlar biçare boyun bükmeye devam ediyor.
Arzuladıkları kalıcı yatırımları yapamadıkları için sosyal çerçeveli birtakım etkinliklerle günü kurtarmaya çalışıyorlar.
Etkinlik deyip geçmeyin.
Hepsinin başı da sonu da para.
Kendi döneminde avukat olmasının getirdiği bazı hukuk kolaylıklarıyla işi ve zamanı kurtarmaya çalışan Cemil Deveci, doğal olarak bir sonraki döneme borçlu bir belediye bıraktı.
Bugün o borçlar tartışılıyor!
Deveci, 'Ben 700 milyon lira borç bıraktım' diyor.
Türkel, 'Ben 950 milyon lira borç devir aldım' diye isyan ediyor.
Ha, 700!
Ha, 950!
Ne fark eder?